| Sayın Başkan, Doğu Sudan'da savaşa girmeye karar vermiş olsam şu anda sizinle değil, generallerimle konuşuyor olurdum. | Open Subtitles | لو اتخذت قرار الحرب في شرق السودان لكنت أتحدث مع جيشي الآن وليس معك حضرة الرئيس وجبهة متحدة |
| Liv ve Mellie sayesinde Jenny Nystrom, Doğu Sudan'dan daha önemli bir hale geldi. | Open Subtitles | أصبحت جيني نيستروم أكثر أهمية من شرق السودان بفضل ليف وميللي. |
| Ekibim büromda olsun, o aradığında Doğu Sudan hakkında bir brifinge hazır olsunlar. | Open Subtitles | فليكن الفريق في مكتبي، جاهزاً بتقرير حول شرق السودان حين يتصل. |
| Fransa başkanı, Doğu Sudan başkanı Hollis Doyle Fox News'daki adam. | Open Subtitles | شرق السودان. هوليس دويل. المراسل من فوكس نيوز. |
| Doğu Sudan'la ilgili vereceğim iki brifinge de katılmanız gerekiyor. | Open Subtitles | وهناك اجتماعان حول شرق السودان حيث حضورك ضروري. |
| Doğu Sudan'daki etkisiz dış politikalarınızı.... kişisel başarısızlıklar listenizden düşüyor musunuz? | Open Subtitles | أم برفعه الدين الوطني 3 أضعاف؟ وأين تقع سياساته العقيمة في شرق السودان في قائمة إخفاقاته الشخصية التي لا تنتهي؟ |
| Doğu Sudan'la ilgili dosyaları okuyorum. | Open Subtitles | إني أقرأ التقارير حول شرق السودان |
| Doğu Sudan'da çekildiği söylenen toplu mezar fotoğrafının... | Open Subtitles | سيضيع. لكل من انضم إلينا الآن، نحن نناقش الآن الأخبار العاجلة التي يتناقلها الإعلام حول الصورة المفجعة عن جرائم شرق السودان. |
| Onun yerine, Doğu Sudan'da giderek artan gerilim konusundaki düşüncelerinizi alayım. | Open Subtitles | -حسناً، لن أفعل إن أخبرتني شيئاً حول شعورك تجاه ما يحصل في شرق السودان. |
| Doğu Sudan boğazları abluka altında. | Open Subtitles | إننا نواجه حصاراً في شرق السودان. |
| Doğu Sudan'ın lideri. | Open Subtitles | رئيس شرق السودان. |