| Gerçekten insanların tahtaya nasıl dokunduğunu gördüm ve sanırım bunun bir sebebi var. | TED | رأيت فعلاً كيف يلمس الناس الخشب، وأعتقد أن هناك سبب لذلك. |
| Ve en sonunda, hemen yanında görünmez bir şeyin sana dokunduğunu vücuduna girdiğini hissetmek. | Open Subtitles | و في النهاية تشعر بشئ إلى جوارك شئ خفي يلمسك يمـتد لداخل جسدك |
| Hayvanlara işkence eden aynı ellerin, senin bedenine de dokunduğunu söyle. | Open Subtitles | نفس اليد التي عذبت الحيوانات قامت بلمس جسدك |
| Bana nelere dokunduğunu söyle. Tavuk hariç her şeye. | Open Subtitles | فقط أخبرني ماالذي لمسته كل شيء ما عدا الدجاجة |
| Dokunmaman gereken bir şeye dokunduğunu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتدكرين لمسك لشيء ما ربما شيئ ليس من المفروض عليك لمسه ؟ |
| Sana dokunduğunu ama gerçekte dokunmadığını söylüyorsun. | Open Subtitles | أتقولين أنه لمسكِ ولكن ليس لمسا فعليا |
| "Bana bir kez olsun dokunduğunu hatırlamam." | Open Subtitles | لا أعتقد أنه لمسنى مرة |
| Neresine dokunduğunu, nasıl dokunduğunu... ve sonra neler hissettiğini, ayrılırken... el ele tutuşup tutuşmadıklarını. | Open Subtitles | و أين لمسها و كيف لمسها و كيف شعر بعدها و إذا كانا قد شابكا أيديهما متى غادرا |
| Sana bir saat içinde altı kez dokunduğunu fark etmedin mi? | Open Subtitles | ألم تلاحظ أنّها لامستك ست مرات خلال ساعة واحدة؟ |
| - Tamam. Artık yalnızca bel üstüne dokunduğunu fark ettiniz mi? | Open Subtitles | هل لاحظتِ إنّه لا يتلمس إلّا ما فوق الخصر الآن؟ |
| Kürsüde ayı varken amcasının neresinde dokunduğunu gösterecek çocuk olmaması tuhaf oluyordur sizin için kesin. | Open Subtitles | لا بدّ إنهُ شيء غريب بالنسبة لكم أن تكون دمية واقفة هُنا بدون طفل يشير إليه وعمه يلامسه |
| Soğanları verirken Tom'un elime biraz fazlaca dokunduğunu | Open Subtitles | أرأيت الطريقة التي مسك يدي بها يدّي صغيرة جدا |
| Burnuna sürekli dokunduğunu fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت أنه يلمس أنفه بطريقة حذرة |
| Daha önce bir topa dokunduğunu bile düşünmüyorum. | Open Subtitles | لم أكن أظن أنه لم يلمس كرة من قبل |
| Neredeyse beyin yapısının tamamına dokunduğunu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | إنه يلمس كل بنية دماغية تقريبًا |
| Sana dokunduğunu görürsem gebertirim onu. | Open Subtitles | إذا رأيته و هو يلمسك, سأقتله! |
| Parmak izlerini alıp o kaplara benden başka kimin dokunduğunu öğrensek nasıl olur? | Open Subtitles | ,لما لا نقوم برفع بعض البصمات لترى من قام بلمس العينة غيري؟ |
| Branch'a öldürmeden önce üç kez... dokunduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأنه سيقوم بلمس برانش ثلاث مرات قبل أن يقوم بقتله |
| Yani dokunduğunu itiraf ediyorsun! | Open Subtitles | بالكاد لمسته إذاً تعترف بلمسك له |
| Kötü komşunun nerene dokunduğunu, ayının üstünde göster. | Open Subtitles | أرني على الدمية أين لمسك جارنا الشرير |
| "Bana bir kez olsun dokunduğunu hatırlamam." | Open Subtitles | لا أعتقد أنه لمسنى مرة |
| Ama iblisin sana dokunduğunu düşünüyorsan... iyisi mi o kapıdan çık git. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تعتقد أنك يتم لمسها من قبل شيطان فأنت أفضل المشي إلى أن الباب. |
| Artık yalnızca bel üstüne dokunduğunu fark ettiniz mi? | Open Subtitles | حسناً هل لاحظتِ إنّه لا يتلمس إلّا ما فوق الخصر الآن؟ |
| Kürsüde ayı varken amcasının neresinde dokunduğunu gösterecek çocuk olmaması tuhaf oluyordur sizin için kesin. | Open Subtitles | لا بدّ إنهُ شيء غريب بالنسبة لكم أن تكون دمية واقفة هُنا بدون طفل يشير إليه وعمه يلامسه |
| Sana bir cadının dokunduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن معناها أنه قد مسك السحر |
| İçeri girip o kavanozlara dokunduğunu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكرين انك اتيت هنا ولمست المرطبان |
| Veterinerimin ona dokunduğunu düşününce karnıma ağrılar girmiyor! | Open Subtitles | هي لا تشعرني بالغثيان عندما أفكر بأن بيطري يلمسها بيديه! |