| Şimdiki Gözcü Birliği sorunu çözmek için donanmayla çalışıyordu. | Open Subtitles | أسطول المراقبة الحالي يعمل مع البحرية لإصلاح هذه المشكلة. |
| Özellikle de bu adam yanında 100 gemilik donanmayla dolaşıyorsa. | Open Subtitles | وخصوصا عندما يكون هذا الرجل يسافر مع أسطول من 100 سفينة |
| donanmayla birlikte bu koydan çıkmak ve buradan uzaklaşmak. | Open Subtitles | أن نخرج من هذا الخليج أسطول سليم ونرحل عن هذا المكان |
| Mızrak sembolünün, donanmayla bir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | ربما علامه الرمح ليس لها علاقة بالبحرية |
| Bu donanmayla ilgili değil. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بالبحرية. |
| donanmayla gelmiş ama gemileri fırtınada batmış. | Open Subtitles | جاء ومعه أسطول لكن سفينته تحطمت في العاصفة |
| Ufak bir donanmayla limanı elinde tutuyor. | Open Subtitles | إنه يحكم الميناء مع أسطول صغير |
| Ford, 1966 Le Mans yarışına bir donanmayla gelmişti: | Open Subtitles | في سباق لومان عام 1966، وصل فورد مع أسطول - |