| Sonra dualarımız kabul oldu ve diğer kızıma, Missy'ye gebe kaldım. | Open Subtitles | ثم تم الرد على صلواتنا وحصلت الحوامل مع ابنتي الأخرى، ميسي. |
| Sadece dudaklarımız sessiz olduğunda dualarımız gerçekten cevaplanır. | Open Subtitles | عندما تكون شفاهنا صامتة,ربما تستجاب صلواتنا حقاً. |
| hangi şekilde olursa olsun, dualarımız kesinlikle ona ulaşır. | Open Subtitles | ليس مشكله فى اى شكل كان ولكنه يعلم صلواتنا بالتأكيد توصل له |
| Dinleyicilerimize, şu an adada mahsur kalan belirsiz sayıda insan olduğunu hatırlatmak istiyoruz ve dualarımız hepsinin kurtulması yönünde. | Open Subtitles | نود أن نُذكر السادة المشاهدين أنه لا يزال هناك عدد مجهول من الناجين محاصرين في تلك الجزيرة وقلوبنا وصلواتنا معهم |
| Düşüncelerimiz ve dualarımız, cesur kurbanların aileleri ve sevdikleriyle. | Open Subtitles | دعواتنا و صلواتنا لعائلات, و أحباب الضحايا الشجعان |
| dualarımız hep onun yanında, ...savaşmasına gerek yok. | Open Subtitles | اخبره أننا نصلي من أجله لا داع لأن يقاتل |
| Öncelikli olarak, kalplerimiz ve dualarımız bu trajik kaza da hayatını kaybedenlerledir. | Open Subtitles | أوّلًا، قلوبنا ودعواتنا مع ضحايا هذه المأساة الفظيعة. |
| dualarımız, bu sene, Tanrı'nın şefkatli kollarına almayı münasip gördüğü kardeşlerimizle birlikte. | Open Subtitles | صلواتنا مع إخواننا الذين رآهم الرب يستحقون أن يأخذهم بين ذراعه هذا العام |
| Senin karşında dualarımız alev gibi ve ellerimiz de akşam adakları gibi artar... | Open Subtitles | ...لترتفع صلواتنا أمامك كما يرتفع دخان البخور... .وكما ترتفع أيدينا عند تقدمة المساء... |
| Onlar gibi erkekler, dualarımız seyahat boyunca onlarla olsun, ...zenginlikleri, fakir ve açlıktan körelmiş halkımıza getirecekler. | Open Subtitles | رجال مثلهم , و بواسطة صلواتنا .. سنرافقهم برحلتهم .. عبر جلبهم الثروات للفقراء لدينا ؟ |
| dualarımız, asıl yolculuğunda güneşin yolunu aydınlatması için olacak. | Open Subtitles | صلواتنا ستكون الشمس ستضيء طريقك في رحلة العودة |
| En içten dileklerimiz ve dualarımız Bayan Baldwin'in ailesine gidiyor. | Open Subtitles | كل تعازينا و صلواتنا لأجل عائلة السيدة بالدوين |
| Onu sadece bizim dualarımız kurtarabilir. | Open Subtitles | صلواتنا وحدها قادرة على إنقاذها |
| Dinleyicilerimize, şu an adada mahsur kalan belirsiz sayıda insan olduğunu hatırlatmak istiyoruz ve dualarımız hepsinin kurtulması yönünde. | Open Subtitles | نود أن نذكر مستمعينا أنه لا يزال هناك عدد غير معروف من الناجين المحاصرين فى الجزيرة وقلوبنا وصلواتنا معهم هناك |
| Tüm iyi dileklerimiz ve dualarımız onların sağ salim kurtarılmalarını bekleyen ailelerinin yanında yer almaktadır. | Open Subtitles | أفكارنا وصلواتنا إلى أسر هؤلاء الشباب الذين يتوقون بشدة لأي علامة على الحياة. |
| Kesinlikle, aklımız ve dualarımız o kızların ailelerinde ve Nijerya halkında olacaktır. | Open Subtitles | بالتأكيد، أفكارنا وصلواتنا خرجت لعائلات أولئك الفتيات وإلى كل الشعب النيجيري |
| - Böyle bir mucize için dualarımız onunla olacak Lordum. | Open Subtitles | وسيحظى بكل دعواتنا لمعجزة كهذه يا مولاي سيحتاجهم |
| Jean Baptiste, dualarımız kabul oldu. Teşekkürler tanrım. | Open Subtitles | جين بابتيست, دعواتنا استجيبت شكراً لله |
| dualarımız onunla. | Open Subtitles | نحن نصلي من اجل ان يستعيد عافيته |
| Yanlış anlaşılmasın bu olağanüstü zor bir karardı ama bilin ki düşüncelerimiz ve dualarımız sizinledir. | Open Subtitles | بدون أخطاء هذه خارج ارادتنا وهي بالفعل قرار صعب ولكن الآن كل افكارنا ودعواتنا معكم |
| Shelly, böylece tüm dualarımız kabul olabilir. | Open Subtitles | "شيلي"، هذا قد يكون إستجابة دعائنا |
| dualarımız seninle, git ve büyük ödülü kazan evlat. | Open Subtitles | اذهب يا بنيّ ، اذهب ببركتي واربح للنهاية |
| dualarımız 684 numaralı uçuşta sevdiklerini kaybedenlerle. Kızım nerede? - Hiçbir bilgi yok mu? | Open Subtitles | قلوبنا مع أولئك الذين فقدوا أحبائهم في الرحلة 684 آنسة بوب. |
| Herkesin kutlamaları sırasında bile dualarımız çok yalın... | Open Subtitles | حتى أثناء إحتفال الكتلة... عندما يجب أن تكون صلاواتنا صافية... |