| Ayağa kalktı. Beni öptü çünkü benim dul kaldığımı düşündü. | Open Subtitles | ثم نهضوا وقبلونى لأنهم أعتقدوا أننى أرمل فى حالة حداد |
| Kısa süre önce dul kalmak falan kafanı karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أنك مضطرب لكونك أرمل مؤخراً و كل تلك الأحداث |
| Bir polisin dul eşini, kocasının özel hayatı hakkında rahatsız etmen yanlış. | Open Subtitles | كان تقدير سئ منك ان تُزعج ارملة شرطى عن حياة زوجها العاطفية |
| Evlenelim, dediğimde... .. yeterince dul var, dedi. | Open Subtitles | لانى عندما قلت أننا يجب أن نتزوج هو قال أن يوجد أرامل بما فيه الكفاية |
| Çocuğunun gelişimine her yönden destek çıkan onun üzerine titreyen dul bir çaylak kuşuydun sonra ne olsa beğenirsin çocuk, çaylak kuşu olmakla kalmadı, harika bir genç atmacaya dönüştü. | Open Subtitles | كنت أرملاً قوياً ترعى طفلك فى كل مراحل حياته تعلم وراقب |
| Aksi takdirde gün batımına dek 24 dul kadın olacak. | Open Subtitles | أو ربما 24 جلدة ستجعل الأرامل جاهزات قبل غروب الشمس. |
| dul kadının evine giden yol dışında aklıma bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | لا أستطيع التخمين الا اذا كان الطريق لبيت الارملة |
| Kısa süre önce dul kalmak falan kafanı karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | أعتقد أنك مضطرب لكونك أرمل مؤخراً و كل تلك الأحداث |
| Kampanyamızın gerçekleşmesi mümkün değil çünkü rakibimiz sevilen bir dul. | Open Subtitles | ما كنا لندير الحملة كما نريد لأن الخصم كان أرمل. |
| Pekâlâ, o zaman altı çocuğu olan varlıklı bir dul ararız. | Open Subtitles | حسناً ,علينا البحث عن رجل أرمل غني و لديه ستة أولاد |
| Anlıyorum. Polisin dul karısını koruyorsunuz! | Open Subtitles | لقد فهمت انت تحاول التغطية على ارملة شرطى |
| dul kalalı beş yıl oluyor. | Open Subtitles | اننى ارملة منذ 5 سنوات وقد كنت زوجة جيدة |
| "Yakında dul kalabilecek bu kadar kız görmek beni üzdü", dedim. | Open Subtitles | أخبرته أننى لم أكن سعيدا فى أن أرى العديد من العرائس اللاتى ربما فى القريب العاجل يصبحن أرامل |
| Onunla evlendiğim gün dul kaldım. | Open Subtitles | و لقد أصبحت أرملاً في اليوم الذى تزوجتها به |
| Ancak sanırım savaş bize pek çok genç dul bıraktı. | Open Subtitles | ولكن أفترض أن الحرب تركت لنا الكثير من الأرامل اليافعات |
| dul ödemiyordu, Phoebe de ona ödeyene kadar bağırdı. | Open Subtitles | الارملة لم تريد ان تدفع لنا فصرخت فيها فيبى حتى دفعت |
| Ben, dul eşin macerasında çok başarılı olacağını düşünüyorum. | TED | واظن ان أرملته سوف تكون ناجحة جداً في تحقيق مبتغاها |
| Zavallı bir dul ve ona bakacak kimsesi yok. | Open Subtitles | إنها أرمله مسكينة و ليس لديها من يعتني بها |
| Hey,dul, eğer dediklerinde ciddiysen, kolay bir iş olmayacak. | Open Subtitles | مهلا ويدو لو كنت تعني ما تقول فسوف يكون الأمر سهلا. |
| En küçüklerden biri. Annesi dul ve tam gün çalışıyor. | Open Subtitles | هو أحد صغار الأطفال أمه مطلقة , وظيفة بدوام كامل |
| Ona evlenme teklif ederek, onu dul bırakma riskini göze alamam. | Open Subtitles | لا استطيع المخاطره بجعلها ارمله عندما اطلب يدها للزواج |
| Babası kırklarının sonunda ölmüş, geride altı çocuğunu bırakmış. Dört küçük kardeşi, annem ve ablası. Bir de hayatında hiç çalışmamış dul bir anne. | TED | مات في سن 40، تاركًا ستة أولاد، أربع إخوة وأخوات، أخت واحدة أكبر منها، وأرملة لم تعمل في حياتها أبدا. |
| dul bir kadının evli bir adamla nasıl bir geleceği olabilir? | Open Subtitles | بعد ذلك، هل هناك أى فرصه مستقبليه لهذه الأرمله ؟ |
| Atalarımızın adetlerine göre, İmparator dul İmparatoriçe önünde diz çöker, annesinin önündeki bir oğul gibi. | Open Subtitles | طبقاً لعاداتِنا السلالية الامبراطور يسجد الى الامبراطورة الارمله كما الابن الى والدته |
| Babası, Peter, dul, hafta sonu için evde yalnız kalmış. | Open Subtitles | ارمل, ترك المنزل لها لعطلة نهاية الاسبوع |