| Onları dinleme gereği hissetmeden duygularımızın değerini kullanabiliriz. | TED | يمكننا ملاقاة مشاعرنا واستكشاف مغزاها دون الحاجة الامتثال إليها. |
| Annelik bana tüm duygularımızın gerekli olduğunu öğretti. | TED | ولكن الأمومة علمتني أن جميع مشاعرنا مهمة. |
| Kalmak istiyorum, Katherine ve birbirimize olan duygularımızın büyüyeceğine inanmak. | Open Subtitles | أنا أنوي البقاء , كاثرين و أثق بأن مشاعرنا نحو بعضنا البعض سوف تنمو |
| Bir tarihçi olarak dille birlikte duygularımızın da değiştiği konusunda hep şüpheliydim. | TED | كمؤرخة، فكّرت طويلاً أنه مع تغير اللغة تتغير عواطفنا أيضًا. |
| Bu meseleyi çözebilmek için duygularımızın ardına uzanmalıyız, Sam. | Open Subtitles | من الضروري أن نتجاوز عواطفنا للتعامل مع هذا، سام. |
| duygularımızın canı cehenneme! - Benim duygularımın nesi varmış? | Open Subtitles | ولا تكترثين لمشاعرنا - وماذا عن مشاعري - |
| duygularımızın bizi, diğerlerinin bakış açısıyla bağdaşmayan bir noktaya getirdiğinden korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن مشاعرنا جعلتنا نستعجل إلى درجة لا تتناسب مع منظور الناس |
| İşe tüm duyularımızı taşımamızı gerektirir, ve düşüncemizin, duygularımızın ve yaptıklarımızın en iyisini elimizdekiyle mücadele için kullanmamızı gerektirir. | TED | إنه يتطلب منا تكريس كل إنتباهنا إلى المهمة، وأننا نطبق أفضل مافي تفكيرنا، مشاعرنا وفعلنا إلى التحدي الذي لدينا في أيدينا. |
| Senin hayallerin benim umurumda değil umurumda olan, bizim duygularımızın sana engel olmaması. | Open Subtitles | ...لا أُمانع بأن يكون لديكِ أحلام لكني أُمانع بأنكِ تعتبرين مشاعرنا لكِ لا شيء إلا عقبة في طريقكِ |
| Ama sanıyorum bu araştırma gösteriyor ki, İngiliz Aydınlanması ya da İskoç Aydınlanması, David Hume, Adam Smith'le, aslında kim olduğumuzla daha iyi başa çıkıyordu - mantığın sıklıkla zayıf, duygularımızın güçlü olduğunu, ve duygularımızın sıklıkla güvenilir olduğunu gösteriyordu. | TED | لكنني اعتقد ان هذا البحث يبين انا التنوير البريطاني , او التنوير الاسكتلندي, عن طريق دايفيد هوم, ادام سميث, في الحقيقة تعاملت مع من نكون-- ان الادراك غالبا ضعيف , وان مشاعرنا اقوى, وان مشاعرنا دائما ما تكون جديرة بالثقة. |
| Biliyorsun, bizim kafa karıştırıcı duygularımızın Scorpion için kötü olacağını varsaydık. | Open Subtitles | إفترضنا أنّ مشاعرنا المحيّرة ستتعارض مع (سكوربيون). لذا تنص نظريتنا بأن نتجنب أيّ شيء غير مهني. |
| "duygularımızın derinlikleri..." | Open Subtitles | "أعماق مشاعرنا تقول... ." |
| Burasının duygularımızın doğduğu yer olduğu inancındayım. | Open Subtitles | أنا مقتنع بأن هذا هو المكان الذي وُلِدت عواطفنا |
| duygularımızın, görevimizin yoluna çıkmaması gerektiğini söyleyen sendin her zaman. | Open Subtitles | لطالما قلتِ بألّا يصح أن ندع عواطفنا تعترض مسعانا. |
| Sadece, duygularımızın bizi kontrol etmesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان نحكم عواطفنا. |
| Biz duygularımızın kölesi değiliz. | Open Subtitles | فنحن لسنا عبيدًا لمشاعرنا. |
| İkimizde Blair'e karşı olan duygularımızın bizi etkilemesine izin vermiyoruz sanırım. | Open Subtitles | حسنٌ, أعتقد أن لا أحد منّا... سيسمح لمشاعرنا تجاه (بلير... ) بإحباط صداقتنا. |