| O köpeği kurtarmak öylesine inanılmaz bir duyguydu ki. | Open Subtitles | لقد كان شعوراً لا يصدّق، إنقاذ ذلك الكلب |
| Muhteşem bir duyguydu. Muhteşem. | Open Subtitles | لقد كان شعوري رائعاً يا رجل لقد كان شعوراً رائعاً |
| Garip bir duyguydu sanki biri televizyonu benden uzak tutuyor gibiydi sevdiğim bir şeyi izlemek için kanalı değiştirdiğimde televizyonun benden uzaklaşması gibi. | Open Subtitles | كان شعوراً غريباً و كأن شخص ما أخذ جهاز التحكم من يدي و غير القناة التي أحبها و بدلها بفيلم رعب |
| Yakınında dağ veya ağaç olmayan geniş bir araziyi gözlemlemek tarifi olmayan tuhaf bir duyguydu. | Open Subtitles | كان شعورا غريبا القاء نظرة على مكان فسيح حيث لا وجود لجبال أو أشجار في الطريق |
| Çok yabancı, çok derin bir duyguydu. | Open Subtitles | كان شعورا غير مألوف، وبالغ القوة |
| Gerçekten dehşet verici bir duyguydu ama çaresizdim. | Open Subtitles | ، كان شعوراً يائساً شعوراً رهيباً |
| Bir zenci için, 50'li yıllarda çok güçlü bir duyguydu bu. | Open Subtitles | "وكان ذلك شعوراً قوياً بالنسبة إلى رجل أسود في الخمسينيات" |
| Yoğun bir duyguydu. | Open Subtitles | لم أعلم السبب كان شعوراً غامراً |
| Tek bildiğim güzel bir duyguydu. | Open Subtitles | عرفت أنّه كان شعوراً رائعاً. |
| Acayip bir duyguydu. | Open Subtitles | لقد كان شعوراً غريباً |
| Söylemeliyim ki harika bir duyguydu. | Open Subtitles | لابد لي من القول بأنه كان شعورا جيدا |