| - Hem de komşularının duyması için bağırarak söylesin bunları. | Open Subtitles | بصوت عال... حتى يسمع الجيران انك جاهز للعشاء يا جيديداياه |
| Birkaç şey duyması gereken biri varsa, o da Whipper. Onu nerede bulabileceğimi biliyor musun? | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذي يحتاج أن يسمع أشياء قليلة هي ويبر |
| Bence filodakilerin bunu duyması gerekiyor, Amiral. | Open Subtitles | أعتقد أن الأسطول قد يكون بحاجة لسماع ذلك , أدميرال |
| İnsanların duyması gereken şey bu. | Open Subtitles | تلكَ هي الأشياء التي يُريدُ الناس سماعها |
| Mürettebatın duyması gerektiğini düşündüğüm şeyler. | Open Subtitles | أشياء شعرت بأن الطاقم بحاجة لأن يسمعها |
| Ama söyleyeceklerini hepimizin duyması gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | ولكنني أعتقد بأنه يملك شيئا ً ليقال ونحن جميعا ً بحاجة لسماعه |
| - İlk bizden duyması en iyisi. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل أن تسمع الخبر منا على أن تسمعه من شخص آخر |
| O zamana kadar, Kimsenin bu aptal evlilik hakkında birşey duyması gerekmiyor. | Open Subtitles | وحتى ذلك الحين, لا يجب أن يسمع أى شخص عن هذه الزيجة الغبية |
| Her gece söylüyorum, ama işte, senden duyması gerek. | Open Subtitles | أعلم. أخبره كل ليلة لكن عليه أن يسمع ذلك منك. |
| İyi bir şeyler duyması gerek. | Open Subtitles | وسيكون من الرائعِ بالنسبة لهُ أن يسمع شيئاً جيداً |
| Bence en önemlisi Başbakan'ın haberi benden duyması. | Open Subtitles | أعتقد أنّ أهم شيء هو أن يسمع رئيس الوزراء الأخبار منّي. |
| Bence Başbakan'ın bu haberi benden duyması önemli. | Open Subtitles | أعتقد أنّه من المهم أن يسمع رئيس الوزراء هذا الخبر منّي. |
| Muayenehaneyi benden çaldığını herkesin duyması için en iyi yol bu. | Open Subtitles | أنها أفضل طريقة لكي يسمع الجميع بأنه سرق العيادة مني |
| Tüm bunları duyması eminim onun çok ilgisini çekerdi. | Open Subtitles | أنا واثق أنه سيكون متشوق لسماع كل شيئ عن هذا |
| Canı biraz yansa da ona söylediklerimi duyması gerekiyordu. | Open Subtitles | لقد احتاج لسماع ما قلته أنا حتّى لو جرحه هذا قليلًا |
| İşte hepimizin duyması gerektiği çok önemli bir bakış açısı. | Open Subtitles | حسنا.. تلك وجهة نظر مهمة ونحتاج الى سماعها جميعا |
| Sadece bir erkeğin duyması gereken hikayeler. | Open Subtitles | القصص التي لا يسمعها إلا الرجال |
| Ama söyleyeceklerini hepimizin duyması gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | ولكنني أعتقد بأنه يملك شيئا ً ليقال ونحن جميعا ً بحاجة لسماعه |
| Bu iki kelime üzgün küçük bir kızın... dünyada duyması gereken tek şeyi olsun. | Open Subtitles | حتى ولو كان الشيء الوحيد في العالم الذي تحتاج أن تسمعه فتاة حزينة صغيرة |
| Halkımıza mensup herkesi topluyorum. Herkesin duyması gereken bir şey var. | Open Subtitles | أنا أجمعُ كلّ قومنا، فهذا أمرٌ يجب أن يسمعه الجميع. |
| Düzgün bir şekilde ayrılmak istediğimi sanıyordum, ama gerçekten hisselerim o mesajdaki gibiyse, belki de duyması gerekiyordur. | Open Subtitles | ظننت أني أرغب بانفصال طاهر، لكن إذا كانت هذه الرّسالة تعني حقيقة مشاعري، فربما يجب أن تسمعها |
| Hangi kasedin jürinin duyması için uygun olduğuna karar vermedim. | Open Subtitles | لم اقرر بشأن الامر بعد ماهي المقتطفات الموجودة بالأشرطة ليسمعها هيئة المحلّفين. |
| duyması çok sinir bozucu biliyorum ama her şey mümkün. | Open Subtitles | أعلم أنه هذا أمر موتّر للسماع لكن كل شيئ محتمل |
| Senin için duyması ne kadar utanç vericiyse benim için de söylemesi o kadar utanç verici. | Open Subtitles | أنت! انا منحرجة لقولها بقدر انحراجك لسماعها |