| Kadromla hızlı ve ortaklaşa bir şekilde öğrendiğim şey ise bu durumun daha önce eğitildiğimiz herhangi bir konudan daha zorlu olduğuydu. | TED | وما تعلمته سريعا وبشكل جماعي مع موظفيي هو أن هذا الموقف أصعب من أي شيء قد تدربنا عليه سابقا. |
| Yapmak üzere eğitildiğimiz işi yapıyorduk. | Open Subtitles | إننا ننفذ ماسبق وأن تدربنا عليه |
| Aynı eğitildiğimiz gibi, değil mi? | Open Subtitles | تماما مثلما تدربنا.. أليس كذلك؟ |
| Aynı yüzlerce defa eğitildiğimiz gibi. | Open Subtitles | مثلما تدربنا يا فتيان مائة مرة |
| Tek söyleyeceğimiz Masters ve Johnson Enstitüsü'nde eğitildiğimiz, çünkü eğitildik. | Open Subtitles | بل يُمكننا أنْ نقول أيضاً أنّنا تدربنا... في معهد ماسترز وجونسون لأنّنا قُمنا بذلك بالفعل. |
| Yapmak için eğitildiğimiz şeyi yaptık. | Open Subtitles | نحن نفعل ما تدربنا عليه |
| eğitildiğimiz şeyi yaptık. | Open Subtitles | نحن نفعل ما تدربنا عليه. |
| - eğitildiğimiz gibi. | Open Subtitles | -كما تدربنا |
| eğitildiğimiz gibi. | Open Subtitles | -كما تدربنا |
| eğitildiğimiz gibi. | Open Subtitles | -كما تدربنا |