| Bu adam sihirbaz, komando, veya eğitilmiş bir asker değil, Hz. | Open Subtitles | هذا الرجل ليس ساحر ليس كوماندو ليس جندي مدرب وليس رسول |
| Kendisini öldürmek için eğitilmiş 4,000 Kübalıdan 250 metre uzaklıkta kahvaltı yapıyor. | Open Subtitles | يتناول الإفطار على بعد 300 قدم من 4 آلاف كوبي مدربين لقتله |
| Bulunduğum yeri taramaları için eğitilmiş köpekler gönderdiler. | TED | أرسلوا كلابًا مدربة على شم رائحة المتفجرات لمسح المنطقة التي كنت أتواجد بها. |
| getirmeye, yuvarlanmaya bide kendini çok iyi hissetmene yardım etmeye eğitilmiş. | Open Subtitles | لقد تدرب على الجلب , التدحرج وجعلك تشعر جيداً حول نفسك |
| O eğitilmiş olabilir, fakat ben bir savaşçı olarak doğdum. | Open Subtitles | ربما تكون هى قد تدربت اما انا فقد ولدت محاربا |
| Ama katilleri tavşanlar gibi şapkadan çıkartabilecek sihirbazlar değiliz, özellikle bunun gibi eğitilmiş olanını. | Open Subtitles | لكننا لسنا سحرة يخرجون القتلة من القُبعات كما الأرانب. و خُصوصًا واحد مُدرب كهذا. |
| Çok iyi eğitilmiş, uykudaki bir Rus ajanıyla karşı karşıyasınız. Ne pahasına olursa olsun kimliğin korur. | Open Subtitles | أنتما في مواجهة عميل روسي نائم مدرّب جيّدا الذي سيحمي هويته بأيّ ثمن. |
| Bu trampet sesini yemek olarak algılasın diye eğitilmiş bir kedi. | TED | هذا قط تم تدريبه للاستجابة إلى بوق من أجل الطعام. |
| İşte kırmızı topu yakalamaya eğitilmiş bir köpek. | Open Subtitles | إليكم بكلب متدرب على الامساك بهذه الكرة المطاطية الحمراء. |
| Gerçekte Komandolar ise, Sadece belirli şartlarda savaşmak üzere eğitilmiş askerdir. | Open Subtitles | والحقيقة أن المغوار هو فقط شخص ما تدرّب ليقاتل تحت مجموعة معينة من الظروف |
| Hayatında mızrak tutmamış köylü kalabalığı yerine tecrübeli askerler tarafından eğitilmiş krallığa sadık adamlardan oluşan daimi bir ordumuz olmalı. | Open Subtitles | علينا الحضي بجيش فدائي للسلطة الحاكمة، مدرب من طرف قدامى المحاربين، عوض زمرة من الفلاحين غير قادرين على تحمّل لذغة |
| Eski bir ajan olduğunu, iyi eğitilmiş ve son derece tehlikeli olduğunu dikkate almalarını vurgula. | Open Subtitles | ..أكِدوا على أنه عميل سابق مدرب جيداً , و يجب أن يعد فائق الخطورة |
| Üç yaşındaki kızının gözü önünde annesini öldürmek için eğitilmiş nişancı olmak gerekmez. | Open Subtitles | حسناً، هذا القناص لم يحتاج ليكون رامي مدرب لقتل أمّ أمام إبنتها ذات الثلاث سنوات. |
| Kaliteli araçlar ve iyi eğitilmiş kendini işine adamış askerler gerektirir. | TED | انه يحتاج معدات جيدة وجنوداً مدربين و على أهبة الاستعداد |
| Stasi ayrıca on binlerce kişiyi izliyordu, özel eğitilmiş ajanlar ve gizli kameralar ile attıkları her adımı kaydedebilmek için. | TED | الستاسي أيضًا تتبعت عشرات آلاف الناس باستخدام عملاء مدربين وكاميرات سرية لتوثيق كل خطوة يأخذها الشخص. |
| Oradaki ayılar vahşidir. Karnavallardaki eğitilmiş küçük şapkalı... | Open Subtitles | تلك دببة متوحشه, كما تعلمون وليست دببة كرنفالات مدربة |
| Elinde koca bir şişe bebe yağı ve video çekmek üzere eğitilmiş bir maymun vardı. | Open Subtitles | مع قنينه كبير من الزيت والقرد الذي تدرب على التصوير |
| Amerikada eğitilmiş olmalısın. Savunmanız çok zayıf. | Open Subtitles | لقد تدربت بشكل مختلف في أمريكا ان دفاعك مقرف |
| Özel eğitilmiş ajanlar. Pek çoğu suikastçi. | Open Subtitles | إنهم فريق عمليات مُدرب معظمهم كانوا قتلة |
| Belki, spor hakkında tahminde bulunan eğitilmiş bir maymun değilimdir, ve bu şovdan burası ahlâken ve etik olarak daha rahat bir yer oluncaya dek gidiyorumdur belki. | Open Subtitles | ربّما انّني لست مجرّد قرد مدرّب يقوم بتقديم نشرات عن الرياضة وربّما انّي سوف اغادر |
| Şu an bulunan sistemler hakkında ne derecede eğitilmiş? | Open Subtitles | ما العلاقة بين تدريبه والنظم الموجودة حالياً؟ يعرفها كلها |
| Alanında iyi eğitilmiş,... ehil ellerde bu top harika işler çıkarabilir. | Open Subtitles | لكنها بين يدي شخص متدرب بشكل صحيح يستخدمها بمهارة وفن تلك الكرة يمكن ان تكون شيء عظيم |
| Görevi tamamlanana dek hedefini izlemek üzere eğitilmiş bir suikastçı. | Open Subtitles | هو قاتل تدرّب لمواصلة اللحاقبالهدف. إلىأنتكتملمهمته. |
| Katılımcıları iyi eğitilmiş olmalı ve kesin hedeflere sahip olmalı ve liderlerinin bu hedefleri nasıl yerine getirecekleri konusunda bir stratejileri olmalı. | TED | لابد للمشاركين فيه أن يتم تدريبهم جيدًا، وأن يكون لهم أهداف وضحة، ولابد لقادتهم أن يكون لهم استراتيجية تمكنهم من الوصول لأهدافهم. |
| Ve bu, iyi eğitilmiş bir bekçi köpeğinin ahlakına benzer. | Open Subtitles | وهذا يبدو وكأنه الأخلاق من كلب حراسة المدربين تدريبا جيدا. |
| Bu gruptaki eğitilmiş bu bireylerin genel nöropsikolojik göstergeleri yaklaşık iki standart sapmadır. | TED | المؤشر العصبيّ العام لهؤلاء الأفراد الذين تدربوا قام بتغييرين اساسيين اثنين |
| Bu Ed Cook diye bir adam. İngiltere'den geliyor ve oradaki en iyi eğitilmiş hafızalardan birine sahip. | TED | هذا رجل يدعى إيد كووك والقادم من إنجلترا والذي يمتلك أفضل الذاكرات المدربة |
| Çok iyi eğitilmiş uyuyan Rus ajanları sabotaj ve suikast için Amerika'ya getiriliyor. | Open Subtitles | عملاء روسيون ساكنون مدربون على أعلى مستوى، ومزروعون في المجتمع الأمريكي ليخرّبوا ويقتلوا. |