| Evren sırrı olan bir adama ve kimliği olmayan bir kıza biraz eğlenme şansı verdi. | Open Subtitles | حصل رجل لديه سر وامرأة بدون هوية على فرصة الاستمتاع بأمسيتهما علناً |
| Sıradaki görüşme meclis üyesi Knope tarafından teklif edilen Güneş Altında eğlenme. | Open Subtitles | القضية التالية انشطة الاستمتاع بالشمس مقدمة من طرف المستشارة نوب |
| Partiye arkadaşlarımla eğlenme niyetiyle gittim... | Open Subtitles | لقد ذهبت الى الحفلة بنية الاستمتاع مع اصدقائي |
| Artık onunla eğlenme. | Open Subtitles | لا تحتفلي معه بعد اليوم. |
| Alba böyle bir yerde eğlenme fırsatı yakaladığında, tüm nimetlerinden faydalanmalısın. | Open Subtitles | (البا) عندما تسنح لك الفرصة بأن تحتفلي في مكان كهذا عليكِ أن تستغليها جيدًا |
| Şanslıyım. Şimdi eğlenme sırası bende. | Open Subtitles | بالضبط تماما هذا دورى من أجل بعض التسليه |
| O haplar da eğlenme amaçlı şeyler değil zaten. | Open Subtitles | وتلك الحبوب ليست ترفيهيّة. |
| Benim için eğlenme vakti. | Open Subtitles | إنه وقت الاستمتاع بالنسبة لي. |
| - Biraz eğlenme zamanı. | Open Subtitles | حان وقت الاستمتاع قليلًا |
| Ve sayende çocuklar da biraz eğlenme fırsatı bulacaklar. | Open Subtitles | وأيضا ً بطريقه خاصه تجعل الرجال يشاهدون القليل من التسليه |
| Bu insanlar öyle tipler değil. O haplar da eğlenme amaçlı şeyler değil zaten. | Open Subtitles | وتلك الحبوب ليست ترفيهيّة. |