| İlkel bitkiler, buradaki eğrelti otu gibi bitkiler, fevkalade bir yapıyla ortaya çıktılar. | Open Subtitles | النباتات الأوائل، مثل هذه السراخس الرائعة هنا، توصّلوا إلى بناء جديد بشكل رائع. |
| Bak bu bataklık kurdu. Biraz kötü kokuyor ama eğrelti otu ve çamurdan iyidir. | Open Subtitles | أظنها نبتة مستنقعات، إنها نتنة قليلًا لكنها أفضل من السراخس والتراب. |
| Ben iyiyim. eğrelti otu yanımda. | Open Subtitles | راح اكون بخير ومعايا السراخس |
| İnsan akciğeri, akasya ağaçları, eğrelti otları.. Bu güzel doğal şekillerini elde edilir. | TED | يمكنك الحصول على رئتي انسان, أو شجرة أكاسيا, أو نبات السرخس, ستحصلون على هذه الأشكال الطبيعية الرائعة. |
| Orada müdür falan yok, eğrelti otunu gösteriyorsun. | Open Subtitles | ليس هناك مدير هنا أنتِ تشيرين لنبات السرخس |
| Açık konuşayım, ortada eğrelti otu bile yoktu. | Open Subtitles | لأخبركالصراحة أنني لا افكر حتى أنه كان يوجد سرخس |
| Bu eğrelti ağaçları inanılmaz. | Open Subtitles | هذه السراخس لا تصدق. |
| eğrelti otu. | Open Subtitles | السراخس. |
| Fikrimi sorarsan, o eğrelti otlarını kaktüslerle değiştirirdim. | Open Subtitles | وإذا كنت تأخذ ببعض الأقتراحات كنت لأقوم بأستبدال نبات السرخس هذا ببعض من الصبار |
| Aslında ben buraya eğrelti otu için geldim. | Open Subtitles | في الواقع، أنا هنا بشأن السرخس |
| Belki bir bitki falan alsan. eğrelti otu falan mesela. | Open Subtitles | ربّما تحتاج لنبات، السرخس أو ما شابه. |
| İyi durumda bir eğrelti otu gibi. | Open Subtitles | مثل سقاية نبتة السرخس |
| - Kimi? - eğrelti otunu. | Open Subtitles | - السرخس - |
| Bu dev eğrelti otlarının arasında bulunmak gerçekten tüyler ürpertici bir duygu. | Open Subtitles | ، إنه إحساس غريب حقا لأكون فحسب بين أشجار الـ " سرخس " العملاقة |
| dedi. (Gülüşmeler) Sonra bir palmiyeye doğru yürüdü, eğrelti otunu kesti, ateşe attı, ayağıma uyguladı, sonra kaptaki suya biraz attı ve çayını bana içirdi. | TED | (ضحك) مشى باتجاه نخلة واقتطع نبتة سرخس وقذف بها في النار ثم وضعها على قدمي ووضع نفس الورقة في ماء مغلي وقدم لي المنفوع لأشربه. |