| Bu mezarın derinliklerinde kralın bir hizmetkarı Ebediyete yolculuk için bekliyor. | Open Subtitles | هنا في أعماق قبرة خادم الملك ينتظر النداء لعرض رحلته إلى الخلود |
| İnek ya da domuz kanıyla Ebediyete kavuşamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أكتساب الخلود من بقرة أو خنزير |
| 5 dakika sonra Ebediyete dek birleşmemiz bekleniyor, | Open Subtitles | كان من المفترض منذ خمس دقائق ان نرتبط برباط الخلود |
| Ölüler gömülmeden önce Ebediyete varmadan bizimle kalmaya ihtiyaç duyuyorlar. | Open Subtitles | لو بقي الميّت بصحبتنا لمدة أطول يحصل على الراحة الأبدية |
| Böylece sizi Ebediyete geçişten kurtarayım. Hepinizi geri getirmeyi deneyeceğim. | Open Subtitles | وذلك ما سيمنعكم من العبور إلى الأبدية وسأحاول إعادتكم إلى هنا |
| Ebediyete kadar Tanrı'yı kutsa. | Open Subtitles | فليتبارك الرب إلى أبد الآبدين |
| Ebediyete kadar çürüyecek. Birinin gelip, kendisini kurtarmasını bekliyor. | Open Subtitles | لذا فستتعفن في الخلود في انتظار من ينقذها |
| Ebediyete giden yolda, süt ve kurabiye alabileceğimiz birinci sınıf VIP bir salon. | Open Subtitles | ردهة فاخرة حيث نأكل الكعك والحليب حتى الخلود. |
| Yoksa kuyruğunu savurduğu gibi teknemizi paramparça eder. Ebediyete göçeriz. | Open Subtitles | أو بتخبط واحد من ذيله سيحطم القارب ويرسلنا جميعاً إلى دار الخلود |
| Hiçbir şeyin öneminin olmadığı bir yerde Ebediyete kadar kalmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | أترغبين في الخلود في الخلود حيث لا شيء يهمك؟ |
| Etinizi tanımak için tüm Ebediyete sahibim. | Open Subtitles | عندي كلّ الخلود لمعرفة لحمك |
| Muhtelemelen Ebediyete kadar. Her zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | في الغالب نصف مدة الخلود |
| Karanlıktan,Ebediyete... | Open Subtitles | "من الغموض إلى الخلود" |
| Ebediyete kadar ikimiz de ölene kadar ölene ve tekrar ölene kadar. | Open Subtitles | للحياة الأبدية حتى الموت ونموت ونموت من جديد |
| İçeride biraz vakit geçirmek tabutta Ebediyete yollanmaktan iyidir. | Open Subtitles | موجة قصيرة داخل أفضل من الأبدية في صندوق خشبي. |
| Ebediyete kadar kurtarmaya çalıştığın biri olmak değil. | Open Subtitles | لا أريد أن أغدو شخصًا تحاول إنقاذه لبقية الأبدية |
| Kendini keşfetmek için Ebediyete kadar zamanın olacak. | Open Subtitles | وسيكون عندك الأبدية لتكتشفي ذلك |
| Don'un Tanrı'ya da Ebediyete de inancı yoktur. | Open Subtitles | ليس في دان ذرة إيمان بالإله أو الأبدية. |
| Ebediyete dokundun, sonzuluğa... | Open Subtitles | لامست الأبدية ، اللانهاية |
| Ebediyete kadar Tanrıyı kutsa. | Open Subtitles | فليتبارك الرب إلى أبد الآبدين |
| - Ebediyete kadar. | Open Subtitles | - إلى أبد الآبدين |