| 49,700 kilometrede, Eddy Merckx'in kırktan fazla yıl önce kırdığı bisiklet sürme rekorundan topu topu 269 metre daha fazla. | TED | 30 ميل، 4,657 قدم، بمجموع كلي يبلغ 883 قدم أبعد من ما قطعه إيدي ميركس منذ أكثر من أربعة عقود. |
| 1972'de, Eddy Merckx bir saat içinde bisiklet sürerek alınan en uzun yol rekorunu 49,431 km ile kırdı. | TED | في عام 1972، حقق إيدي ميركس الرقم القياسي لأطول مسافة تُقطع بالدراجة في ساعة واحدة عند 30 ميل، 3,774 قدم. |
| Evet, git Selene'i bul, Eddy'i bul. Yapman gerekeni yap.. | Open Subtitles | نعم ، أعثر على سيلين و إيدي إفعل ما يجب فعله |
| Biliyorsunuz, bu araba üzerinde çalışmak hoşuma gidiyor, Bay Eddy. | Open Subtitles | حسنا، تعرف أنّني أحبّ العمل على هذه السيارة، سّيد أيدى. |
| Bu komisyonun karşısına Teğmen Eddy VaIence'in öIümü konusundaki sorumIuIuğunuz için çıkarıIdınız | Open Subtitles | أنت أمام اللجنة لتجاوب عن التساؤلات عن مسؤوليتك في موت الملازم ايدي فالينس |
| Hayır tatlım. Benim adım Eddy Teddy. Ben büyük bebek alacağım. | Open Subtitles | لا يا عزيزتى , أنا إيدى تيدى سيكون عندى أطفال دببه |
| Uyan Eddy Teddy! Uyan! | Open Subtitles | أستيقظ يا ايدى تيدى أستيقظ يا ايدى تيدى |
| Eddy amcanın tabutunun büyüklüğü dikkatinizi çekti mi hiç? | Open Subtitles | هل لاحظ احدكم حجم تابوت عمِّ إدي ؟ |
| Neden bizi takip ediyorsun? Neden beni Eddy ile çalışırken durdurmaya bu kadar heveslisin? | Open Subtitles | لماذا تتبعيننا لم كل هذا الإصرار على إبعادي عن العمل مع إيدي ؟ |
| Ama sonra 2000'de, Uluslararası Bisiklet Birliği, bu rekoru elinde tutmak isteyen birinin, Eddy Merckx'in 1972'de kullandığı aynı ekipmanları kullanmak zorunda olduğu yönünde karar verdi. | TED | ولكن بعدئذٍ في عام 2002، الاتحاد الدولي للدراجات أعلن أن كل من أراد إحراز ذلك الرقم القياسي كان عليه أن يُحرزه بنفس المعدات التي استخدمها إيدي ميركس في عام 1972. |
| Vicki, seni Boston Polis kuvvetlerinden Teğmen Eddy Malone'la tanıştırayım. | Open Subtitles | حسناً (فيكي)، أعرّفك على الملازم (إيدي مالون) مِن شرطة "بوسطن" |
| Özellikle Eddy Dell yüksek okuldan. | Open Subtitles | تمام الساعة 8 مساءً في ثانوية إيدي ديل |
| Eddy'nin veda yemeği. Sonuç ne? | Open Subtitles | كان لدينا حفل وداع إيدي ماهي المحصلة ؟ |
| Mr. Eddy, Patricia Arquette'in patronudur; | Open Subtitles | السيد إيدي رئيس باتريشيا أرتيك |
| Eve döndüğümde Eddy Amcam kendisini aradığını söyleyecek bana. | Open Subtitles | عندماأذهبإلىالمنزل... أريد أن أسمع أنك اتصلت بالعم إيدي |
| Bilirsiniz, bu araba üstünde çalışmayı severim, Bay Eddy. | Open Subtitles | حسنا، تعرف أنّني أحبّ العمل على هذه السيارة، سّيد أيدى. |
| Bay Eddy ile bir yere gitmem gerek. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لمكان ما مع السّيد أيدى. |
| Bay Eddy ile bir yere gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لمكان ما مع السّيد أيدى. |
| Merak etme, Eddy. Bu sefer önü, arkayı, her yeri arayacağız! | Open Subtitles | لا تقلق (ايدي) في هذه المرة سنتفقد الامام والخلف وكل المكان! |
| Buna rağmen herhangi bir Eddy bulamadık. | Open Subtitles | "ولازلنا لا نستطيع ان نجد "ايدي في اي مكان |
| Ne yani, Eddy'nin telefonundaki herkes şüpheli mi? | Open Subtitles | ماذا ، إذن فكل شخص على هاتف إيدى هو مشتبه به ؟ |
| Eddy Teddy'den nefret ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نكره ايدى تيدى |
| Sanırım, Eddy sana derinliklerimdeki bazı şeyleri söylemem gerekiyor. | Open Subtitles | أظن يا إدي أن علي أن أقول شيئاً عميقاً |