| Edirne otobüsü kalkmak üzere. Yerinizi almanız rica olunur. | Open Subtitles | الحافلة المتجهة إلى "أدرنة" ستغادر الرجاء من المغادرين الركوب حالاً |
| Ahmet Paşa, sen de tez git, Edirne'de ordunun toplanmasına nezaret et. | Open Subtitles | "أحمد باشا"، انطلق بسرعة وأشرف على حشد الجيش في "أدرنة" |
| Vezir Lala Kasım Paşa'nın oğlu ile evleneceksin ve Edirne'ye gideceksin. | Open Subtitles | ستتزوجين ابن الوزير "قاسم" باشا وستذهبين إلى "أدرنة" |
| Edirne Sarayı'na, gelin gideceksin. | Open Subtitles | ستذهبين إلى قصر "أدرنة" كعروس |
| Sultan Sülüman beni, Edirne'de mi bekliyor? | Open Subtitles | السلطان "سليمان" ينتظرني في "أدرنة"؟ |
| [Hürrem nefes sesi] Ölüm gitsin, Edirne'ye. | Open Subtitles | يمكن أن تأخذوني إلى "أدرنة" جثة هامدة |
| Alacak bohçasını, gidecek Edirne'ye. | Open Subtitles | ستأخذ حاجياتها وتذهب إلى "أدرنة" |
| Zevceni alıp Edirne'ye döneceksin. | Open Subtitles | سنأخذ امرأتك ونعود إلى "أدرنة" |
| Dolaşmasın ayak altında. Edirne Sarayı'na yollayın onu. | Open Subtitles | لا يجب أن تكون هنا أرسليها إلى قصر (أدرنة) |
| Ya Edirne Sarayı'na gitmeden benim de başımı uçururlarsa? | Open Subtitles | ماذا لو قتلوني كذلك قبل أن أصل إلى (أدرنة)؟ |
| Hatta daha ırağa, Edirne Sarayı'na gider, çilemi orada çekerim! | Open Subtitles | أستطيع الابتعاد أكثر والعيش في قصر (أدرنة) |
| Edirne'den, Halil Paşa'dan mektup geldi Sultan'ım. | Open Subtitles | لدينا خطاب من (خليل باشا) قادما من (أدرنة) أيها السلطان. |
| Edirne'den, Halil Paşa'dan mektup geldi Sultanım. | Open Subtitles | لدينا خطاب من (خليل باشا) قادما من (أدرنة) أيها السلطان. |
| Edirne'de bize katılacaklar. | Open Subtitles | سيلتحقون بنا في "أدرنة" |
| Gitmem Edirne'ye. | Open Subtitles | لن أذهب إلى "أدرنة" |
| O beni yollamaz artık Edirne'ye, ha? | Open Subtitles | لن ترسلني إلى "أدرنة"، صحيح؟ |
| Edirne'deki Selimiye Camii. | Open Subtitles | "جامع "السليمية" في "أدرنة |