| elastik, onun nerede yaşadığını biliyor musun? | Open Subtitles | حسناً يا ستريتشي , هل تعلم أين تعيش هي ؟ |
| Jason Kinsey'in üzerinde yemek çubukları bulduk, çevresinde elastik bir bantla. | Open Subtitles | لقد وجدنا عيدان على الجسم جيسون كينزي مع شريط مطاطي من حولهم. |
| Bunu Tomás Saraceno üretti ve bu büyük alanları alıp yalnızca elastik ipler kullanarak bu büyük donanımları yaratıyor. | TED | وقد تم إنشاؤه من قبل توماس ساراسينو، واحتل هذه المساحات الكبيرة، بخلق هذه المنشآت الضخمة باستخدام الحبال المرنة فقط. |
| Güzellik uykunu bölmek istemezdim, Tanrı biliyor ya ihtiyacın var ama elastik Çocuk'un katili kendine kendine yakalanmayacak. | Open Subtitles | لا أريد أن أقاطع نومك الجميل هذا ولكن الرب يعرف أنك بحاجة لهذا، ولكن قاتل الفتى المتمدد... لن يمسك بنفسه. |
| Aklıma yeni geldi de, tavuklarda da o elastik şeyden var. | Open Subtitles | مع ذلك, فكرت بذلك، الدجاج أيضاً لديهم ذلك الشئ الأحمر المطاطي. |
| Bebeklerin kemiklerinin ilk iki yıl boyunca elastik kaldığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين أن عظام الرضيع تظل مطاطية لأول عامين في حياته؟ |
| Bunun sebebi su damlalarının yüzeyinin elastik bir tabaka olması. | TED | وذلك لأن سطح قطرة الماء أشبه بغطاء مرن. |
| Hem elastik hem de kurabiye gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | لذا أنت مرنة وكنت دائما رائحة مثل الكوكيز. |
| Basitçe anlatmak gerekirse, bir protein olan resilin, dünyadaki en elastik kauçuk. | TED | ببساطة, الريزيلين هو بروتين و هو المطاط الأكثر مرونة على الأرض. |
| Kaptan elastik ehliyetini düşürmüş. | Open Subtitles | كابتن ستريتشي أسقط رخصة قيادته |
| Ben Kaptan elastik. | Open Subtitles | أنا الكابتن ستريتشي |
| - Kaptan elastik, uzuyor! | Open Subtitles | - كابتن ستريتشي , إنطلق |
| Su, sanki üzerinde ince elastik bir tabaka varmış gibi davranıyor. | Open Subtitles | يسلك الماء سلوكاً كما لو أنه مزود بغشاء مطاطي رقيق على سطحه. |
| Yerinde olsam elastik kemeri olan bir pantolon alırdım yanıma evlat. | Open Subtitles | وان كنت مكانك ياصديقي اكيد سوف اخذ معي حزمة من السراويل الذي تحتوي على حزام مطاطي. |
| Bu sadece bazen giymek zorunda olduğum elastik bir bel desteği. | Open Subtitles | إنه مجرد حزام مطاطي ...يلزمني إرتدائه أحياناً ليسند ظهري |
| Bitki krallığının ürettiği en dayanıklı madde ile böcek krallığının ürettiği en elastik maddeyi birleştirmeye karar verdiler -- nanoselüloz ve resilin. | TED | قرّروا الجمع بين أقوى المواد التي أنتجتها المملكة النباتية مع أكثر المواد المرنة التي أنتجتها مملكة الحشرات النانوسيليولز مع الريزيلين |
| - elastik Çocuk. | Open Subtitles | -الفتى المتمدد . |
| İşte bu elastik kaplama sayesinde, su böceği suyun üzerinde batmadan kalabiliyor. | Open Subtitles | وإنه ذلك الغشاء المطاطي الذي يُمكن دائس الماء الوقوف على الماء، فضلاً عن الغرق فيه. |
| Neyse ki, ufak çocuklar olağanüstü derecede esnek ve elastik oluyorlar. | Open Subtitles | لحس الحظ أجسام الأولاد الصغار مطاطية و قابلة للتمدد |
| Ama ikinci kez gerdiğinde, lastik gibi elastik hale geliyor. | Open Subtitles | ..ولكن عندما تمدّده يصبح مرن كالمطاط |
| Tiroid ve aritenoid kıkırdak arasında dizili bu iki kas, boğaz yoluyla hava taşıyan trakea borusunda açılıp kapanan elastik bir perde oluşturur. | TED | مصطفة بين الغضاريف الطيرية والغدة الدرقية، وتشكل هاتين العضلتين ستارة مرنة فتح وتغلق عبر القصبة الهوائية، القناة التي تحمل الهواء إلى الحلق. |
| Bugün yapacağım şey sizlere bir önizleme sunmak, şu an üzerinde çalıştığım, bir sonraki sergiden. Bu serginin ismi "Tasarım ve elastik Zihin." | TED | و ما سأقوم بعمله اليوم هو أن أعرض لكم فكرة عامة عن المعرض القادم الذي أعمل عليه، و أسمه "التصميم و العقل المطاط" |
| Sabun eklendiğinde gerçekleşen sabun molekülünün suyun yüzey gerginliğini azaltması, böylece daha elastik bir hâl alıyor ve baloncuk oluşması kolaylaşıyor. | TED | الآن مع إضافة الصابون، ما يحدث هو أن جُزيء الصابون يخفف التوتر السطحي للماء، فيجعله أكثر مرونة وأكثر قابلية لتكوين الفقاقيع. |
| Kum dolu branda çantalar ile uçuş yönünü kontrol etmek için denge sağlayan elastik kablolar. | Open Subtitles | الاكياس القماشية محملة بالرمال وحبال التسلق استخدمت كثقل وللسيطرة على مسار البالون |
| elastik basınç yönünde oluşan cilt çizgileri boyunca uygulandığında gerçek deri gibi. | Open Subtitles | "لو وضعناه بالقرب من "خطوط لانجر سيتخذ وضعية الجلد الحقيقي |