| Bir saniye durun. Allah kahretsin, galiba eldivenlerimi aşağıda unuttum. | Open Subtitles | اللعنة، أعتقد أنني نسيت قفازاتي في الأسفل |
| Teneffüste eldivenlerimi almak için dolabıma gittim. | Open Subtitles | نزلتُ من السطح بعد فترة الاستراحة لآخذ قفازاتي من خزانتي |
| Lastik eldivenlerimi, fenollü sabunumu, ve şu lanet tırnak fırçalarını çöpe atacağım. | Open Subtitles | سوف ا تحقق من قفازاتي مطاطية، والصابون الكاربوليك وهذي هي فرشاة الأظافر الجهنمية. |
| Ellerime vazelin sürmeyi sonra idman eldivenlerimi giyerek belgesel izlemeyi severim. | Open Subtitles | أحب وضع الفازلين بيدي و أضعها بتلك القفازات المكيفة و أنا أشاهد الإعلانات |
| eldivenlerimi çıkarıyorum. Geçen sefer mahvoldular. | Open Subtitles | أنا أخلع قفازي فقد كانت رائحته قذرة في المرة السابقة. |
| Çantamdaki golf eldivenlerimi kullanabiliriz. | Open Subtitles | .بوسعنا استخدام قفازات الغولف التي في حقيبتي |
| - Her yerde dişler uçuşuyor. - eldivenlerimi kes. | Open Subtitles | الأسنان تتناثر فى كل مكان - أخلع قفازى - |
| Pekâlâ, eldivenlerimi takayım. Sorun yok tatlım, acıtmayacağım. | Open Subtitles | حسنا، ساضع قفازاتي كل شئ سيكون على ما يرام لن أموت |
| Bir keresinde eldivenlerimi giyecekken bir de baktım tüm parmak kısımlarını jöleyle doldurmuş. | Open Subtitles | حاولتُ أن أضع قفازاتي بها، لكنّ يداه كانت مليئة بالحلوى. |
| Yani eski eldivenlerimi satın alan insanlar mı var diyorsun? | Open Subtitles | أتعنين أن هُنالك من يشتري قفازاتي القديمة؟ |
| Sybil, eldivenlerimi salondaki masada mı bırakmışım? | Open Subtitles | "سيبل" ،هل تركت قفازاتي على منضدة الردهة؟ |
| Gidip eldivenlerimi çöp poşeti ve çamaşır suyunu getireyim. | Open Subtitles | -حسناً ، سأحضر قفازاتي وكيس قمامة ومادة منظفة |
| Özür dilerim hanımım, eldivenlerimi... | Open Subtitles | أتوسل عفوكِ سيدتى ، نسيتُ قفازاتي |
| Masasından bir hediye sipariş ettim. eldivenlerimi unuttum. | Open Subtitles | لقد طلبت هديةً من قسمها و نسيتُ قفازاتي |
| Buraya sürün domuzcuk ve bana eldivenlerimi getir. | Open Subtitles | ازحف إلى هنا يا خنزيري واحضر لي قفازاتي |
| Geri dönerim, güzel eldivenlerimi takarım ve eğlenirim. | Open Subtitles | رجعت، لبست القفازات وانطلقت لأنّهم واقع ورائعين وأردت الاحتفال بذكراهم |
| eldivenlerimi çıkardım, kılları toplamayı kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | كنت قد خلعت القفازات فذلك يسهل إزالة الشعر |
| eldivenlerimi takmadığım tek yer orası. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد الذي لا أرتدي فيه القفازات |
| Bugün eldivenlerimi giyemiyorum sanki. Çok garip. | Open Subtitles | لا يبدو أن بإمكاني وضع قفازي اليوم هذا غريب |
| Kahretsin, eldivenlerimi orada unutmuşum. | Open Subtitles | اللعنة عليها أعتقد بأني نسيتُ قفازي هناك |
| Lanet olsun, eldivenlerimi Brian'ın bürosunda unuttum. | Open Subtitles | تبا لقد تركت قفازي في مكتب براين |
| Beni görmezden gelin öğlen eldivenlerimi bırakıp akşam eldivenlerimi almaya geldiydim. | Open Subtitles | لا تلقيا بالاً إليّ. إنني أضع قفازات الظهيرة .وآخذ قفازات أول المساء |
| İşte bu yüzden yün eldivenlerimi giydim ben. | Open Subtitles | لهذا السبب ارتدى قفازى |
| Bilseydim eldivenlerimi getirirdim. | Open Subtitles | كنت سأحضر قفازاتى اذا عرفت ذلك |