| Sadece doktor açıklamaları okuduğumdan emin olmak istedi. | Open Subtitles | الطبيب أراد أن يتأكد فقط بأنه يمكـنني أن أقـرأ الـتعليـمـات |
| Benden yardım istediğinde, olanlarla ilgili rahat olduğuma kendimi tuhaf hissetmeyeceğime emin olmak istedi. | Open Subtitles | أعنــي ، من ناحيــة بين لما طلب مني مساعدتـــه أراد أن يتأكد إذا ما كنت بخير وأن الأمور لا تبدو غريبــة أراد أن يتأكد إذا ما كنت بخير وأن الأمور لا تبدو غريبــة |
| Onun yiyeceği yemeklerin dolapta olduğundan emin olmak istedi. | Open Subtitles | أراد أن يتأكد أن لديكم أطعمة له |
| Sadece boş alan yaratabileceğinden emin olmak istedi. | Open Subtitles | انه فقط يريد التأكد من قدرتك على فتح زوايا للتصويب. |
| CBI'ın, yani senin bu davayı aldığından emin olmak istedi. | Open Subtitles | أراد التأكد من أنّ مكتب كاليفورنيا للتحقيقات و بأنّ يتمّ ضمك للتحقيق بهذه القضيّة |
| - Seni kontrol etmeye. - Başına bir şey gelmeyeceğinden emin olmak istedi. | Open Subtitles | أرادت التأكد إذا ما كنت أوقعك في المزيد من المشاكل |
| Eve sağ salim vardığımdan emin olmak istedi. | Open Subtitles | أراد أن يتأكد أن اصل لمنزلي سالمة |
| Eve sağ salim vardığımdan emin olmak istedi. | Open Subtitles | أراد أن يتأكد أن اصل لمنزلي سالمة |
| İyi olduğundan emin olmak istedi. | Open Subtitles | أراد أن يتأكد من أنك بخير |
| Oynayacağından emin olmak istedi. | Open Subtitles | لقد أراد أن يتأكد أنك ستلعب |
| İyi olduğundan emin olmak istedi. Değilim. | Open Subtitles | -لقد أراد أن يتأكد من أنكِ بخير فحسب . |
| Bilirsiniz, Başkan buraya gelip bu üssün lideri olmanız konusunda desteğini vermeden önce sizin burada tam anlamıyla yerleştiğinizden emin olmak istedi. | Open Subtitles | حسنا , أنت تعرف أن الرئيس يريد التأكد من أنك سوف تحل بالداخل قبل أن يأتي ليصافح يدك ويؤيد تماماً بك كقائد لهذه القاعدة |
| Hamile kalmaya çalışıyordum ve onun başına bir şey gelecek olursa iyi olacağımızdan emin olmak istedi. | Open Subtitles | كنا نحاول أن نرزق بطفل يريد التأكد من أننا بخير إذا حدث له شيء ما |
| Yöre sakini, beni çağırmadan ve sizin gibi bir beyefendiyi rahatsız etmeden önce gerçeklerden emin olmak istedi. | Open Subtitles | رجل شرطتكم أراد التأكد .... من الحقائق قبل أن يطلبنى ويزعج رجل مثلك |
| Cidden geçmek istediğinden emin olmak istedi. | Open Subtitles | أراد التأكد من رغبتك في النجاح |
| California'nın seni düdüklemediğinden emin olmak istedi. | Open Subtitles | أراد التأكد من أن (كالفورنيا) لم ينم معكِ |
| Miranda'nın evinin de bebek için hazır olduğundan emin olmak istedi. | Open Subtitles | (أرادت التأكد أن بيت (ميراندا جاهز للطفل |
| Dr. Yang, amigo kızın, bir hastayı öldürmeye çalışmadığından emin olmak istedi. | Open Subtitles | الطبيبة (يانج) أرادت التأكد من أن الطبيبة المرحة |
| Victoria'nın virüsü orada yaymasından emin olmak istedi. | Open Subtitles | أرادت التأكد بأن (فيكتوريا) ستنشر الفايروس هناك |