| Önce Juliet'in gelmediğinden emin olmam lazım. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن أتأكد بأن جولييت لن تكون هناك |
| Gerçek olanı verdiğine emin olmam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أتأكد من حصوليّ على الكأس الحقيقية |
| Acil bir tahliye durumunda, sizin uçak mürettebatına yardımcı olmaya muktedir ve istekli olduğunuzdan emin olmam lazım sadece. | Open Subtitles | أنا أريد التأكد من أنك سوف تتعاون مع فريق الطوارئ في حالة حدوث إخلاء طارئ |
| Aslında... Bizzat kendim emin olmam lazım. | Open Subtitles | أريد التأكد فقط أنّ الأمور في نصابها |
| Bana zarar vermeyeceğinden emin olmam lazım. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أنك لن تسبب لنا الأذى |
| Bana zarar vermeyeceğinden emin olmam lazım. | Open Subtitles | أريد أن أتأكد أنك لن تسبب لنا الأذى |
| - Yap şunu! emin olmam lazım! | Open Subtitles | قم بذلك فقط، أريد التيقن |
| Her şeyin sorunsuzca halledildiğinden emin olmam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أتأكد أن الأمور تسير بسلاسة |
| İki tarafında işinin hallolduğuna emin olmam lazım. | Open Subtitles | لكن يجب أن أتأكد بأننا بنفس الجانب |
| Ben gözden kaybolur kaybolmaz dosyayı çöpe atmayacağından emin olmam lazım. | Open Subtitles | ويبقى الكثيرُ من الوقت للشاطئ يجب أن أتأكد{\pos(194,215)} أنّه لن يلقي بالملف في القم{\pos(194,215)}امة |
| Evet, yalnızca geri döneceğinden emin olmam lazım. | Open Subtitles | نعم يجب أن أتأكد من أنه سيعود |
| emin olmam lazım. | Open Subtitles | يجب... يجب أن أتأكد. |
| Arabayı, arabayı alacağımızdan emin olmam lazım. | Open Subtitles | أريد التأكد من حصولنا على السيارة |
| Tamam, bir kere daha yapalım. Ona anlatmadan önce emin olmam lazım. | Open Subtitles | لنجره مُجددًا أريد التأكد قبل أن أعلمه {\pos(192,160)} |
| Senin güvende olduğuna emin olmam lazım. | Open Subtitles | أريد التأكد من حمايتك |
| - Yap şunu! emin olmam lazım! | Open Subtitles | قم بذلك فقط، أريد التيقن |
| Kaçmayacağından emin olmam lazım. | Open Subtitles | أتأكد أنك لن تهربين |