| Bir yere girip, oradaki en seksi şeye doğru yürüyebilmelisin. | Open Subtitles | فيجب عليك عند الذهاب إلى أي مكان أن تتوجه فوراً إلى الشئ الأكثر إثارة |
| Nefret ettiğim en seksi kız olabilir. | Open Subtitles | قد تكون الفتاة الأكثر إثارة التي كرهتها دائماً. |
| Sınıfımızdaki en seksi kız. Bunun anlaşıldığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | أجمل بنت في الفصل أردت أن يكون هذا واضحاً |
| Bu, dünya tarihinde Fergus Falls'tan bir kızın yaptığı en seksi dans olmalı. | Open Subtitles | هذه ستكون أجمل رقصه جذابه لعازب قامت فتاه برقصها من فيرجوس فولز فى تاريخ العالم |
| Tree Hill'in en seksi kızını arıyorlarmış. | Open Subtitles | انهم يبحثون عن الفتاة الاكثر اثارة في تري هيل لماذا لا يبحثون عن الفتاة الاكثر حقارة ؟ |
| O şimdiye kadar beraber olduğum en zeki, en zevkli ve en seksi adam! | Open Subtitles | انه الرجل الألمع, الأكثر حنكة و الأكثر اثارة الذي رأيته في حياتي ؟ |
| Masanın üzerine çıkan her kız kendini odadaki en seksi kız sanar ama... | Open Subtitles | كل فتاة تصعد على الطاولة, تعتقد بأنها أكثر الفتيات إثارة في المكان, ولكنها |
| Dün geceki birlikte olduğum en seksi kızdı. | Open Subtitles | الليلة الماضية، كانت الفتاة الأكثر إثارة كنت معها مطلقاً |
| en seksi elbiseyi seç ve hemen eve git. | Open Subtitles | باندورا خذي الزي الأكثر إثارة واذهبي به للمنزل حالاً |
| Anlamıyor musun? Seninle bir bebek yapmaya çalışmak, onun için dünyadaki en seksi şey. | Open Subtitles | الم تفهمها، انها تحاول أن تنجب طفلاً من خلال الممارسة الأكثر إثارة في العالم |
| Hollywood'da ki en seksi filme sahip olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | ماهو شعور الحصول على الفيلم الأكثر إثارة في هوليود؟ |
| O kampüsteki en seksi profesör asistanıydı. | Open Subtitles | لقد كان الأستاذ المساعد الأكثر إثارة في الحرم الجامعي |
| Lanet olsun! Nasıl oluyor da lağımda devamlı en seksi stajyerler çalışıyor? | Open Subtitles | اللعنة ، لماذا تحصل إدارة الصرف الصحي دوماً على المتدربات الأكثر إثارة ؟ |
| Bu aradan çıktığına göre, aylardır gördüğüm en seksi insansınsın dostum. | Open Subtitles | بما معناه أنتَ أجمل شخص رأيته منذ أشهر يا صديقي |
| Biliyor musun, onu ilk gördüğümde gördüğüm en güzel, en seksi yaratık olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أتعرف، في المرة الأولى التي لمحتها عيناي، فكّرت أنها أجمل وأكثر مخلوق إثارةً وقعت عليه عيناي |
| - Okulun en seksi kızı Amanda Small'la konuşuyor. | Open Subtitles | فقط يتكلم إلى أماندا سمول , أجمل فتاة في المدرسة |
| Dünyadaki en seksi iş olmayabilir, ama benim işim bu,... | Open Subtitles | ربما لايكون العمل الاكثر اثارة في العالم لكنه عملي |
| Özet olarak, o şu anda Koreli kadınların nazarında en seksi ünlü. | Open Subtitles | بإخاصلر حاليا هو الرجل الاكثر اثارة في عيون نساء كوريا |
| Gelin iki, sen en seksi gelin bu gece, bebeğim. | Open Subtitles | حسناً ، العروسة رقم اثنان انتي العروسة الأكثر اثارة هذه الليلة |
| Yoksa birileri kendini bardaki en seksi kadın olarak mı düşlüyor? | Open Subtitles | هل شخص تخيل نفسه الأكثر اثارة داخل الحانة؟ |
| Ahbap, sen bu balodaki en seksi kızsın, ama öyle sahte değil. | Open Subtitles | يا صديقة .. انكِ اكثر فتاة اثارة في هذه الحفلة و ليس مثل مثير على الطريقة البلاستيكية .. |
| Dünyadaki en seksi kadın sen olmalısın. | Open Subtitles | قد تكون المرأة الأكثر جاذبية على الإطلاق |
| Orkideler dünyadaki en seksi çiçeklerdir. | Open Subtitles | أزهار الاوركيد هي أكثر الأزهار إثارة على وجه الأرض |
| Ama partide eğlenen diğerleri bana dünyanın en seksi katil makinesi diyecek. | Open Subtitles | أخرين ، من ناحية ثانية، سيلقبونني أكثر آلة قتل مثيرة في العالم من هو المرح في الحفلات |