| Kız kardeşimi geride, yapayalnız bırakmak yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | تركي لأختي في الوطن تركها هناك وحدها هو أصعب شيء قمت به في حياتي |
| Kız kardeşimi geride, yapayalnız bırakmak yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | تركي لأختي في الوطن تركها هناك وحدها هو أصعب شيء قمت به في حياتي |
| Seni orda bırakmak hayatımda yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | تركك هناك كان وكأنه أصعب شيء فعلته في حياتي |
| Ona yalan söylemem şu ana dek yaptığım en zor şeydi fakat hiçbir şüphe kalmaması için yapmak zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | الكذب عليها كان اصعب شئ اضطررت الى فعله ولكن لازيل الشكوك كان لابد ان افعل هذا |
| Lana'yı ellerimin arasından bırakmak yaptığım en zor şeydi, Chloe. | Open Subtitles | التخلي عن لانا هو اصعب شيء قد اقوم بفعله كلوي |
| Annemi kaybetmek yaşadığım en zor şeydi. | Open Subtitles | فقدان أمي هو أصعب ما رأيته في حياتي |
| O arabanın arkasına geldiğimde gördüğüm şey hayatta karşıma çıkan en zor şeydi. | Open Subtitles | عندما أتيت لك خلف تلك السيارة لقد كان أصعب شىء على أن أسمعة |
| Hayatta yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | يا إلهي كان ذلك أصعب شئ أقوم بفعله في حياتي |
| Ki inan bana, bu yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | متيقظ حتى الظهيرة وهو ماكن .. صدقني أصعب شيء كنت أعمله |
| Onu bırakmak hayatımda yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | لقد كان أصعب شيء قُمتُ به تركتهم يأخذونه |
| Bu yaptığı en zor şeydi ama kapıyı kapatana kadar metanetli dururdu. | Open Subtitles | --كان أصعب شيء عليها، لكنها تبقى رزينة حتى يغلق الباب من ورائه |
| Onu kaybetmek, kesinlikle şimdiye dek başa çıkmam gereken en zor şeydi. | Open Subtitles | فقدانها بالتأكيد أصعب شيء كان علي أن أتعامل معه |
| Ali'nin anıtı, benim için en zor şeydi. | Open Subtitles | كان النصب التذكاري أصعب شيء فعلته منذ وقت طويل |
| Bu yapmak zorunda olduğum en zor şeydi ama şu anda, yapabileceğim tek şey bu. | Open Subtitles | هذا أصعب شيء إضطررتُ للقيام به، ولكن الآن، إنّه الخيار الوحيد الذي لديّ |
| Seni sevmiyormuş gibi davranmak, şimdiye dek yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | كان التظاهر بعدم محبتك هو أصعب شيء فعلته على الإطلاق |
| Seninle olmamak, yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | عدم البقاء معك كان أصعب شيء توجب علي فعله. |
| İlk imzalayışım hayatımda yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | توقيعهـا في المرة الأولى كـان أصعب شيء قمت بـه على الإطلاق |
| Kimin ölü olduğuna karar vermeye mecbur kalmak en zor şeydi. | Open Subtitles | اضطرارك إلى اتخاذ قرار من الذي مات بالفعل هو أصعب شيء على الإطلاق |
| Molly... O kadar, hava aracı yapmak zorunda kaldığım en zor şeydi. | Open Subtitles | مولى.. لقد كان اصعب شئ اضطررت لفعله |
| Size biraz kızartma getiririz. Görüşürüz. Bu şimdiye kadar yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | حسنا سنحضر لك بعض من الدجاج المقلي اراك لاحقا هذا اصعب شيء فعلته بحياتي |
| Lana'yı ellerimin arasından bırakmak yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | التخلي عن لانا هو اصعب شيء في حياتي |
| Dükkana adım atmak yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | دخول هذا المحل هو أصعب ما فعلته. |
| Hayalimdeki işi bırakmak, şimdiye kadar yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | ترك عمل الأحلام كان أصعب أمر فعلته في حياتي |
| Yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | هذا كان أصعب شئ فعلته في حياتي |