| Hayır, tam olarak değil. Onun sekreterinin bir arkadaşıyım. Onun için biraz endişelendik. | Open Subtitles | لا , ليس بالضبط , انا صديقا لسكرتيرته كنا قلقين بعض الشئ عليه |
| Bundan sonra, biz sadece, biliyorsunuz , durumu kontrol etmek için endişelendik. | Open Subtitles | بعد ذلك ، كنّا فقط تعلم ، قلقين بشأن التحكّم في الوضع. |
| Çok endişelendik, bütün gece uyuyamadık ve bak sonunda ne oldu? | Open Subtitles | كنا قلقين جدًا ولم ننم طوال الليل ثم انظر ماذا حصل |
| Bu savaşta her gün çok kişi kurban oluyor. Çok endişelendik hanımefendi. | Open Subtitles | هذه الحرب تحصد الأرواح كل يوم، لقد كنا قلقون عليكِ يا سيدتي |
| Dinle, Danny'nin demeye çalıştığı şey bu Trent delikanlısından dolayı senin için endişelendik. | Open Subtitles | الإستماع, لما يحاول داني قوله لك نحن قلقون عليكِ وهذا الفتى المدعو ترينت |
| Senin için çok endişelendik. Herkes seni aradı. | Open Subtitles | قلقنا عليكِ كثيراً وردتنا العديد من الاتصالات |
| Bu da aslında -- bilirsiniz, çünkü riskten endişelendik, ama herşey yolunda gitti. | TED | كانت تلك بالطبع مغامرة لأننا كنا قلقين من خطورة هذه المناورة، و لكنها نجحت. |
| Senin için endişelendik. Rocco nerede? Tanya nerede? | Open Subtitles | لقد كننا قلقين عليك أين روكو و أين تانيا؟ |
| Senin hakkında endişelendik. Özür dilerim. | Open Subtitles | .. لقد كنا قلقين عليك أنا أسف ، أنا فقط .. |
| Tatlım, Tanrı'ya şükür iyisin. Çok endişelendik. | Open Subtitles | يا عزيزتي , حمدا لله على سلامتك لقد كنا قلقين جدا |
| Biz o kadar endişelendik ve sen aniden çıkıp, "yemek isteyen var mı?" diye soruyorsun. | Open Subtitles | لقد كنا قلقين جداً, و فجأة تظهر و تقلول هل تريدون أن تأكلوا. |
| Senin için çok endişelendik. Annem bütün gece uyuyamadı. | Open Subtitles | و نحن كنا قلقين جداً عليك، أمك كانت مستيقظة طوال الليل |
| Tatlım, senin için çok endişelendik. Biliyorsun bunu. | Open Subtitles | عزيزي ,أنت تعرف بأننا قلقين عليك, هل تعرف ذلك |
| Senin için çok endişelendik! Burada olduğuna inanamıyorum! | Open Subtitles | لقد كنا قلقين للغايه عليكى لا أستطيع أن أصدق أنكى هنا |
| Senin için çok endişelendik. | Open Subtitles | يا الله ، نحن قلقون جدا عنك . هل أنت موافق ؟ |
| Ona da nerede olacağın konusunda yalan söylemişsin. Hepimiz endişelendik. | Open Subtitles | لقد كذبتى عليها أيضا بخصوص مكانك و كنا جميعا قلقون عليكى |
| Bu sabah işe gelmediğinde çok endişelendik. | Open Subtitles | نحن كنّا قلقون جدا عندما أنت لم إظهر هذا الصباح. |
| Odamdan defolun! endişelendik. Sadece seni korumak istiyoruz. | Open Subtitles | يا عزيزتي، لقد قلقنا عليكِ نحن نحاول فقط أن ننقذكِ |
| Geçen hafta ortalarda yoktun. Çok endişelendik. | Open Subtitles | لقد إنسحبتما الأسبوع الماضي , ولقد قلقنا |
| Elbette başta hepimiz endişelendik ama ikisi de koridorda yürümeye devam edince sorun yok sandık. | Open Subtitles | طبعاً, كلنا شعرنا بالقلق في البدايه و لكن فجأه .. بدها و كأن الرجل بخير لأنهم تابعا مشيهما في الممر |
| Birincisi, söylediğimizde şu anki gibi bir tepki vereceğinden endişelendik. | Open Subtitles | خشينا أن تبدي ردّة الفعل هذه إن أخبرناك الحقيقة |
| Biz sadece endişelendik, hepsi bu. | Open Subtitles | لقد كنّا قلقان, هذا كل ما في الأمر. |