| Evet, ben o şeyi yanan evin enkazında bir yerde bulduk. | Open Subtitles | نعم ، تم العثور عليها في حطام اسفل المنزل الذي احترق |
| Gemi enkazında bir kız vardı ve hayatımı kurtarırken öldü. | Open Subtitles | كانت هنالك فتاة في حطام سفينة ماتت وهي تنقذ حياتي، وقد كانت أنتِ |
| Dalek Tımarhanesi. Gemi enkazında bir kız vardı, hayatımı kurtarırken öldü. O sendin. | Open Subtitles | في ملاذ الداليك، كانت هنالك فتاة في حطام" "مركبة ماتت وهي تنقذ حياتي، وقد كانت أنتِ |
| Bay Scott, Harrison'ın gemisinin enkazında bir şeyler bulmuş. | Open Subtitles | - (سيدي القائد، السيد (سكوت) وجد شيئا في حطام (هاريسون |
| Bay Scott, Harrison'ın gemisinin enkazında bir şeyler bulmuş. | Open Subtitles | - (سيدي القائد، السيد (سكوت) وجد شيئا في حطام (هاريسون |
| Arabanın enkazında bir çoban bulundu. | Open Subtitles | راعٍ عثر عليها في حطام عربة |