| Kalp hastalığından erkeklerden iki, üç, dört kat daha fazla kadın ölüyor. | TED | النساء يمتن بسبب أمراض القلب أكثر من الرجال بمرتين وثلاث وأربع مرات |
| Onlar kesinlikle fakir, beyaz, işsiz evsiz erkeklerden daha iyiler. | TED | إنهن حتمًا أفضل مكانة من الرجال الفقراء البيض العاطلين المشرّدين. |
| O, diğer erkekler gibi sadece tek bir şey düşünen erkeklerden değil. | Open Subtitles | انه ليس مثل كل الرجال يفكر فقط في شيء واحد اتجاه الفتاة |
| Ne yani benden sonra erkeklerden daha mı fazla hoşlanacaksın? | Open Subtitles | أذاً هل تتوقعي بأنكِ ستحبي الرجال مرة أخرى من بعدي؟ |
| erkeklerden nasıl... kazık yediğiyle ilgili bir saat konuşacak da konuşacak.. | Open Subtitles | سوف تكون ساعه عن العاطفة الفارغه كيف أنها تعبت من الرجال |
| Striptizcilerin erkeklerden nefret ettiği konusunda yaygın bir yanlış anlama vardır. | Open Subtitles | الآن، هنالك سوء فهم شائع من أن راقصات التعري يكرهون الرجال |
| Eğer topal erkeklerden hoşlanıyorsa önümüzdeki altı dakika boyunca müsaidim. | Open Subtitles | ان كانت تحب الرجال المعوقين أنا متفرغ للستة دقائق القادمة |
| Ama önceki mesajmı alsaydın, erkeklerden uzak durmaya karar verdiğimi bilirdin. | Open Subtitles | ولكن لو وصلتك رسالتي السابقة لعلمتي بأنني في تطهير من الرجال |
| Diğer erkeklerden daha farklı bir hayat sürdüğümü hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما تيقنت بأني قد عشت حياة تختلف عن حياة الرجال |
| Kadınlar erkeklerden dolar başına 23 cent daha az kazanıyor diye mi? | Open Subtitles | لماذا ؟ لأن النساء رواتبهم 23 سنت اقل بدولار من الرجال ؟ |
| Erkekler, kadınlar, gençler, yaşlılar -- erkeklerden çok kadınlar, aslında, ilginç bir şekilde. | TED | الرجال .. النساء .. الشباب .. كبار السن كلهم يقومون بها .. في الحقيقة النساء مهتمين بالقضية اكثر من الرجال |
| İkincisi, başarılı olan erkeklerden söz ettiğimizde onların simgelerini ya da öncülerini ya da yenilikçilerinin taklit edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. | TED | وثانياً .. عندما نتحدث عن الرجال الذين نجحوا دوما نعدهم رموزاً و رواداً و مخترعين ويجب الحذو حذوهم |
| 1984'den beri, Amerika'da erkeklerden çok kadınlar ölüyor. | TED | منذ 1984 معدل وفيات النساء أعلى من الرجال |
| Son birkaç saat içerisinde duyguları ifade etme konusunda bayanların erkeklerden çok daha üretken olduklarını görüyoruz. | TED | ونحن نرى أن النساء هن أكثر قليلا إنتاجاً في الحديث عن مشاعرهن في الساعات الأخيرة عن الرجال. |
| ilginç olan, kadınlar akciğer kanseri tanısı aldığında, kurtulma şansları erkeklerden daha yüksek. | TED | ومن المثيرللاهتمام أنه حين تشخص النساء بمرض سرطان الرئة فإن نسبة شفائهن تكاد تكون أفضل من الرجال. |
| Eğer erkeklerden konuşabilseydik, her şey çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | لو يمكننا التحدث عن الأولاد, كان سيكون اسهل بذلك كثيرًا. |
| Onu da sürekli porno izleyen diğer erkeklerden, birisi gibi sanmıştım. | Open Subtitles | لقد ظننت بأنه من الشبان المستقيمين الذي يشاهدون الأفلام الإباحية كثيراً. |
| Aynı zamanda bazı örnek aldığım erkeklerden de, babam, amcalarım, büyük babalarım olmak üzere, şefkat görecek ve cesaretlendirilecek kadar şanslıydım. | TED | أيضاً كنت محظوظة بما يكفي لأكون موضع إعتزاز وتشجيع ببعض النماذج القدوة للرجال أيضاً، ضمنهم والدي، أخي، أعمامي وجدودي. |
| Genç ve taze bedenleri seviyor, ...ama kızlardan çok erkeklerden hoşlanıyor. | Open Subtitles | فهو يحب الشباب والأجسام القوية، لكنه يحب الفتيان أكثر من الفتيات |
| erkeklerden konuşmak istemiyorum ki. Hayatımda bir erkek bile yok. | Open Subtitles | لا اتحدث عن الفتيان اعني ليس هناك فتيان للتحدث عنهم |
| Birinci sınıfa giden bir erkeğin son sınıftan bir kızla çıkmasında sakınca yoktur, çünkü bildiğin gibi kızlar erkeklerden daha olgunlardır. | Open Subtitles | طالب مبتدا يواعد طالبة اكبر منه ليس فيه اذى لانه تعلمين ان الفتيات اكثر نضوجا من الصبيان |
| Birkaç gün erkeklerden uzak kalırsam daha iyi olacak sanırım. Anlıyorum. | Open Subtitles | أَعتقدُ بأنّه سَيَكُونُ من الأفضل قضاء بضعة أيام بعيداً عنْ الرجالِ. |
| Şimdi, bu pupal evresi ve bu evrede dişiler erkeklerden daha iri. | TED | الآن، هذه هي طور الشرنقة، وفي هذه المرحلة الإناث أكبر من الذكور. |
| Sevgilim olmak sağlığına zararlı olmaya başladı. Evet ama kızlar tehlikeli erkeklerden hoşlanır. | Open Subtitles | نعم ، حسناً الفتيات يحببن الفتية الخطرين |
| Kadınlar erkeklerden daha az ter bezlerine sahiptir, ama onlarınki daha geniş ve daha aktiftir. | Open Subtitles | النّساء لديهنّ أقلّ غدد تعرّق من الرّجال لكنّها أوسع، و أكثر نشاطاً |
| Eğer dünkü randevu birşey kanıtladıysa o da siz kadınların hoş erkeklerden hoşlanmadığıdır. | Open Subtitles | أثبت موعدي ليلة البارحة أنّكن أيّتها السيّدات لا تردنَ رجالاً لطفاء |
| Oğlumu da çok seviyorum ama kızlar, erkeklerden daha zeki, daha duygulu. | Open Subtitles | الفتيات أذكى بكثير من الصبية وأكثر روحانية |
| Clothes Over Bros. (Kıyafetler erkeklerden önce gelir) | Open Subtitles | "كلوز أوفر بروز" |
| erkeklerden, kaçması gerektiğini bilirmişçesine kaçıyor. Ama ne kadınları affediyor ne de çocukları. | Open Subtitles | فهو يهرب من البشر وكأنه يعرف أن عليه أن يهابهم ، لكنه لا يوفر النساء والأطفال |