| eski bir dostum gönderdi. Jerry Connelly, kilisenin papazı. | Open Subtitles | صديق قديم أرسلني هنا جيري كونولى الكاهن من الأبرشية |
| Chicago'da eski bir dostum var, ismi Henry Gondorff. | Open Subtitles | لدي صديق قديم في شيكاغو أسمه هنري غندروف |
| eski bir dostum benden daktilo bulmamı rica etmişti. | Open Subtitles | صديق قديم طلب منّي أن أبحث له عن آلة كاتبة |
| eski bir dostum olan Karan Singhania sizlere bir şey söylemek için uğradı. | Open Subtitles | صديق قديم لى اسمه كاران سينجانيا حضر لأنه لديه ما يقوله لكم |
| eski bir dostum bu sabah aradı. | Open Subtitles | اتصل صديقٌ قديم هذا الصباح |
| eski bir dostum Birleşik Devletlere tekrardan girebilmek için vize almış, ismi Adnan Salif. | Open Subtitles | صديق قديم أعرفه حصل على تأشيرة للعودة للولايات المتحدة، اسمه عدنان صاليف |
| - eski bir dostum geldi. | Open Subtitles | ثمة صديق قديم في المدينة هذا ليس أمرا جيدا |
| Bütün bunlar eski bir dostum iki taraflı çalışmamı istediğinde değişti. | Open Subtitles | كل ذلك تغيّر عندما طلب مني صديق قديم أن أصبح عميلة مزدوجة |
| Bütün bunlar eski bir dostum iki taraflı çalışmamı istediğinde değişti. | Open Subtitles | كل ذلك تغيّر عندما طلب مني صديق قديم أن أصبح عميلة مزدوجة |
| Bütün bunlar eski bir dostum iki taraflı çalışmamı istediğinde değişti. | Open Subtitles | كل ذلك تغيّر عندما طلب مني صديق قديم أن أصبح عميلة مزدوجة |
| Bütün bunlar eski bir dostum iki taraflı çalışmamı istediğinde değişti. Bir kasam var. | Open Subtitles | كل ذلك تغيّر عندما طلب مني صديق قديم أن أصبح عميلة مزدوجة |
| Evet, eski bir dostum olaylara farklı yaklaşmama yardımcı oldu. | Open Subtitles | نعم، ساعدني صديق قديم لأرى الأشياء بشكل مختلف |
| Ordudan eski bir dostum burada dalış dükkanı açtı. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا لدي صديق قديم من زمن العسكرية الذي افتتح متجرً للغطس هنا سوف أقوم يالأتصال به |
| Bu eski bir dostum, Jeff Markham. Size bir şey sormak istiyor. | Open Subtitles | هذا صديق قديم "جيف ماركام" يريدانيسألكعنشيئما. |
| eski bir dostum olan, Bunganore Mihracesini ziyarete gelmiştim. | Open Subtitles | جئت لزيارة صديق قديم مهراجا بانجانور |
| Kalkma, Bruce. Sadece "merhaba" demek için gelmiş eski bir dostum. | Open Subtitles | لا تنهض يا (بروس)، إنه مجرد صديق قديم أتى ليلقي التحية |
| eski bir dostum tarafından tarif edilen bir gezegeni arıyorum. | Open Subtitles | أني أبحث عن كوكب وصفه لي صديق قديم |
| Sayın Sekreter, bu Binbaşı John McGill. eski bir dostum. | Open Subtitles | هذا هو السيد جون ماك غيل وهو صديق قديم. |
| Tanışmanı istediğim eski bir dostum var. | Open Subtitles | لدي صديق قديم أنا أريد منك أن تلبي. |
| - eski bir dostum onu korumamı istedi. - Daha çok ölü bir arkadaş o. | Open Subtitles | لقد طلب مني صديق قديم أن أقوم بحمايتها. |
| eski bir dostum verdi. | Open Subtitles | أعارني إياه صديقٌ قديم |