| Tanrım! Yıllar önce senimle evlenmeliydim. Sen teklif ettiğinde kabul etmeliydim. | Open Subtitles | يالله ، كان يجب أن أتزوجكِ قبل سنوات ، عندما أردتكِ |
| Sizi haberdar etmeliydim ancak, Venedik'e daha yeni geldim ve Papa Kilise'ye bağlılığıyla bilinen son elçi eşinizin ailesini görmem konusunda çok istekliydi. | Open Subtitles | كان يجب أن أن أعلمكم بقدومي بما أنني وصلت للتو إلى البندقية بينما زوجك السفير يلفت نظر الكنيسة نسى البابا من فرط شوقه |
| Bekleyemezdim. İmkanı yoktu... Seni orada o anda elde etmeliydim. | Open Subtitles | ليس من طريقة هناك كان عليّ أن أقترب منكِ حينها |
| Bu odunun senin arkadaşın olduğunu tahmin etmeliydim. Neden onu karavan parkına geri götürmüyorsun? | Open Subtitles | . كان يجب ان اعرف بانه صديقك . خذة الى منتزة المقطورة |
| Birçok savaşa katıldım, yanlışlığı fark etmeliydim. | Open Subtitles | قضيت الكثير من المعارك لذا كان علي أن أعرف أفضل |
| Acele etmeliydim. Kızlar bakmak için gelebilirlerdi. | Open Subtitles | لذا كان يجب علي أن أسرع وإلا شاهدوني الفتيات |
| Üzgünüm, anneciğim. Senin dediğin gibi sürüyü takip etmeliydim. | Open Subtitles | آسفة أمي ، كان ينبغي أن اماشي الناس كما نصحتني |
| Ben kavga eden adamlardan değilim. Ama senin için kavga etmeliydim. | Open Subtitles | لست من النوع المقاتل لكن كان يجب أن أقاتل من أجلك |
| Bunu atlatmak için yarım yamalak bir fikir bulacağını tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أعرف أنّك ستخترع فكرة غير مكتملة لتجنب ذلك |
| Martha Stewart'ın çocuk odasını dekore etmek teklifini kabul etmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن آخذ عرض مارتا ستيوارت لتصميم غرفة الطفل |
| Sanırım suçumu itiraf etmeliydim; ama o zamanlar kimsenin haberi yoktu. | Open Subtitles | يفترض أنه كان يجب أن أعترف، لكن سابقاً لم يعلم أحد |
| Kendime gelsem iyi olacak. Bunu çok daha önce fark etmeliydim. | Open Subtitles | حقاً ، يجب أن أستجمع أفكارى كان يجب أن ألاحظ هذا منذ وقت طويل |
| Evet, tahmin etmeliydim. Gerçekten de doğum günü olan biri gibi gözüküyorsun. | Open Subtitles | كان يجب أن أخمن، تبدو كشخص عنده عيد ميلاد |
| Öncelikle, zor sorular sorduğu için onu takdir etmeliydim. | TED | أولًا، كان عليّ أن أثني عليه لأسئلته الصعبة. |
| Onu bir daha görmek istemiyorum, çoktan terk etmeliydim. | Open Subtitles | لا أريد ان اراه مجدداً كان عليّ أن أغادر سابقاً |
| Senden nefret etti. Tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | كانت تكرهك كان يجب ان اضع ذلك فى اعتبارى |
| Evet, gelip babamın yerine dükkanda çalışmaya devam etmeliydim. | Open Subtitles | نعم كان علي أن آتي للعمل في المتجر من أجل أبي |
| Seni dinlemeliydim ve haritanı takip etmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب علي أن أستمع إليكِ وأتبع خريطتكِ |
| Kargocuya yaptığın bu numarayı bana da yapacağını tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أتوقع حدوث هذا بعد أن فعلتها في رجل التوصيل. |
| Siyahi bir kadın olarak, başarılı olabilmek için olağanüstü bir çaba sarf etmeliydim. | TED | كامرأةٍ ذات بشرة سوداء، كان يجب علي التحلّي بقوّةٍ استثنائية لأنجح. |
| Gecikmenin sebebinin, bitki çayı olmadığını tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | كان لابد أن أخمن أن تأخيرك لم يكن بسبب شاي الأعشاب. |
| Seni tüm bunlardan korumaya çalıştım ama üstesinden gelebileceğini tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | حاولتُ حمايتكِ من كل هذا، لكن حريّ أن أعلم أن بوسعكِ تدبر الأمر. |
| Seni adi p... t, geleceğini tahmin etmeliydim. Günüm harika geçiyordu. | Open Subtitles | أيّها الوغد البخيل، كان حريّاً بي أن أعلم بمقدمكَ، فقد كنتُ أنعم بيوم سارّ |
| Belki de onu bir içkiye davet etmeliydim. | Open Subtitles | ربما كان يجدر بي أن أدعوها لمشروب كجيران |
| Yayınlamadan önce kontrol etmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب علي ان افحص المقالة قبل ان نشرها |
| Şimdi düşünüyorum da kullanıldığımı daha önce fark etmeliydim. | Open Subtitles | إذا نظرت إلى الوراء الآن أستطيع أن أُقدر الأوقات التي كان ينبغي علي أن أعرف بأنني كنت مجرد شخص يتم إستغلاله |
| Bu davayı sana vereceklerini tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | وينبغي أن يعلموا انها تريد وضع لكم على هذا. |