| Bana yardım etmen için... Bu diyarın ruhlarını korumak için... | Open Subtitles | في أن تقوم بمساعدتي على الإعتناء بأرواح هذه البشرية |
| Yemin etmen için en kısa sürede düzenlemeler yapman gerekiyor ayrıca medyanın canlı yayın yapması gerekiyor. | Open Subtitles | لابد أن تعد الترتيبات لتدلي بالقسم بأسرع ما يمكن ولابد أن تقوم وسائل الإعلام بتغطية مباشرة للحدث |
| Fakat şirket yönetimindeki kuralları takip etmen lazım. | Open Subtitles | لكنى أتوقع منك أن تلاحظ قواعد ادارة الشركه |
| - Terfiyi kabul etmen büyük bir hataydı. | Open Subtitles | لو تجرأت كثيراً، فأنا أعتقد أنه كان خطأ منك أن تقبل الترقية |
| Onları bu işten sıyırmanın tek yolu da onları bulmama yardım etmen. | Open Subtitles | و الطريقة الوحيدة لتخليصهم من ذلك هي أن تساعدني في العثور عليهم |
| Yani, biliyorsun ki, eğer bu olursa, bundan kurtulabilmenin tek yolu istifa etmen olacak. | Open Subtitles | أنت تعرف أننى اذا فعلت هذا فالطريقة الوحيدة للخروج من هذا المأزق أن تستقيل |
| Ben kendimi hasta ediyorum çünkü senin beni hasta etmen gerek ama etmiyorsun. | Open Subtitles | أنا مشمئز لأنه من المفترض بك أن تجعليني أشمئز ، ولكنك لا تفعلين |
| - Tek isteğim buna devam etmen. | Open Subtitles | كل ما يمكنني أن أطلبه منك هو أن تفعل الشيء نفسه |
| Bir dahaki görüşünde ses tonuna dikkat etmen gereken kişiyim. | Open Subtitles | أنا الرجل الذي حين تراني في المرة القادمة يستحسن لك أن تقوم بلكنة أفضل |
| Ty'ı aralarına sokabilmem için onlardan birini transfer etmen gerek. | Open Subtitles | أريدك أن تقوم بنقل أحد ما من قوة مهام فراي لكي يصنع فراغا من أجل تاي |
| Vergi incelemesi ile filan beni tehdit etmen gerekiyor. | Open Subtitles | عليك أن تقوم بتهديدي من خلال أوراق رقابية أو حسابية أو شئ من هذا القبيل |
| Ayrıca günlük işini yapmaya devam etmen gerek. | Open Subtitles | بالإضافة، أنّنا نحتاجك أن تقوم بعملك الاعتيادي اليوم |
| Şu an ihtiyacım olan son şey beni analiz etmen. | Open Subtitles | آخر شيء أحتاجه الآن, هو أن تقوم بتحليل شخصيتى . |
| Beni bir kahraman olarak lanse etmen, Çok cömertçe. | Open Subtitles | للإحتياط فقط كان كرماً منك أن تصنعي مني بطلاً |
| Bence Zoya ona göz kulak olmanı istediğinde, ...aklındaki gözlerinden aşağısını felç etmen değildi, ...değil mi, Doktor? | Open Subtitles | أعتقد عندما طلبت منك أن ترعاها لم تكن تقصد شل حركتها من أسفل العين أليس كذلك دكتور ؟ |
| Senden ilk istediğim tüm vücudunu gözle kontrol etmen. | Open Subtitles | أول شيء أنا أريد منك أن تفعله هو بصريا فحص كامل الجسم. |
| Bütün gün koşturdum, temizlik yapıp yemek pişirdim. Hem de yoğun bir iş gününden sonra. Teşekkür edip... bulaşığa yardım etmen hoş olurdu. | Open Subtitles | و قمت بالطهو و سيكون لطفاً منك أن تساعدني في تنظيف الصحون |
| Ama programa daha ciddi şekilde devam etmen şartıyla. | Open Subtitles | لكن الوسيلة الوحيدة لكي نفعل هذا هي أن تعمل بالبرنامج بجدية أكثر |
| Hayır efendim, asıl sorun, iki hafta boyunca bir kızla çıkıp, onu kendine aşık etmen... | Open Subtitles | لا، المشكلة هي أن تواعد الفتاة لإسبوعين تتصل بها تليفونياً وتجعلها تقع في حبك |
| Ne olduğunu öğrenmenin tek yolu yaparken bana yardım etmen. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتعرفي ماهو هي أن تساعديني في بناءه |
| Başlangıç olarak istifa etmen gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً, في البداية, أعتقد أنه ينبغي عليك أن تستقيل |
| İstifa söylentisi çıkaramazsın o zaman istifa etmen gerekir. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقول مسألة إستقالة لأنه عندها يجب أن تستقيل |
| Sabahın köründe insanları ziyaret etmen yanlış. | Open Subtitles | لا يجدر بك أن تزور الناس فى هذا الوقت المبكر |
| Sabahın köründe insanları ziyaret etmen yanlış. | Open Subtitles | لا يجدر بك أن تزور الناس فى هذا الوقت المبكر |
| Senden tek istediğim bana yemin etmen. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه منك هو أن تقسم لي. |