| Yeşilliklerin karşısında avlusu ve balkonu olan, bahçeli büyük ve gri, tahta bir ev vardı ve hemen yanında eski at arabalarının sıralandığı bir ahır vardı. | Open Subtitles | عبر الحقول الخضراء كان هناك منزل خشبى كبير ورمادى به رواق ونوافذ وشرفة بجانبه إسطبل مميز الشكل بداخلة عربات قديمة |
| Onunla caddede yürürken, yolun kenarında inanılmaz bir ev vardı. | Open Subtitles | وعندما كنت أسير بالشارع على الجانب الايمن كان هناك منزل غير معقول |
| Yeşilliğin bittiği yerde köşesinde güzel bir biber ağacının olduğu beyaz badanalı taş bir ev vardı. | Open Subtitles | عند نهاية الخضرة كان هناك منزل حجرى معشجرةفلفلفىالزاوية... ... |
| Westchester'da bir ev vardı ve içeri girmesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | كان هناك منزل في (وستشستر) قالت أنّها تحتاج للدخول إليه، |
| Hemen bitişiğinde beyaz bir ev vardı. | Open Subtitles | كان هناك منزل أبيض بجوارها. |
| Yanan... bir ev vardı. | Open Subtitles | كان هناك منزل يحترق |