| Hayır. Annemin eski bir eşyasını arıyorum. evlendiklerinde babam vermiş. | Open Subtitles | لا ، أنا أبحث عن تلكَ القطع القديمة لأمي، التي أعطاها إيّاها والدي حينما تزوجا. |
| Ve evlendiklerinde adam kadını aldatana dek bir çekişme olmadı. | Open Subtitles | و حالما تزوجا لم يحدث تعارض الى ان خانها |
| O zaman evlendiklerinde, bu cinayetler hiç bitmeyecek. | Open Subtitles | لذا، إذا تزوجا. لن تتوقف الجرائم |
| Varsıl insanlar bile, evlendiklerinde bir ev sahibi değillerdi. | Open Subtitles | ولا حتى الناس الأغنياء عندما تزوجوا لم يكونوا يملكون بيوتاً |
| İlk evlendiklerinde ne kadar mutlu olduklarını ve birbirlerinden kopmalarına ne kadar üzüldüğünü anlatırdı. | Open Subtitles | مدى سعادتهم عندما تزوجوا فى البداية و كم أحزنها تباعدهم عن بعضهم |
| evlendiklerinde, yumurtayı bile güç bela kaynatabiliyormuş. | Open Subtitles | عندما تزوّجا, كانت بالكاد تستطيع غلي بيضة. |
| Ailen ilk evlendiklerinde şehirde yaşıyorlardı. | Open Subtitles | لقد عاشا والداك في المدينة عندما تزوجا |
| Eğer ikiside evlendiklerinde bakireyse ve ikiside | Open Subtitles | إن كان عذارى حينما تزوجا |
| Allah'ın izniyle evlendiklerinde... | Open Subtitles | و إذا تزوجا |