| Fırsatımız varken onu teslim etmeliydik. | Open Subtitles | كان من المفترض أن نقوم بتسليمه عندما سنحت لنا الفرصة |
| Fırsatımız varken Tanık'ı bulup lanet boğazını kesmeliydik. | Open Subtitles | "كان يجب أن نجد "الشاهد ..ونجزَّ عُنقه اللعين عندما سنحت لنا الفرصة |
| Lanet olsun, Çinliler'e teslim etmek yerine Fırsatımız varken onu öldürmeliydik. | Open Subtitles | لقد ذُكر إسمك اللعنة, كان يجب أن نقتل (جاك) عندما سنحت لنا الفرصة |
| Lanet olsun, Çinliler'e teslim etmek yerine Fırsatımız varken onu öldürmeliydik. | Open Subtitles | اللعنة, كان يجب أن نقتل (جاك) عندما سنحت لنا الفرصة بدلاً من تسليمه إلى الصينيين |
| Tanrım. Fırsatımız varken hepimiz çekip gitmeliyiz belki de. | Open Subtitles | يا للمسيح, ربما علينا أن نهرب بينما مازال بإمكاننا ذلك |
| Burada akıllıca olan Fırsatımız varken tünellerden gitmek. | Open Subtitles | الخطة الذكية هنا بالذهاب للأنفاق بينما مازال بوسعنا |
| Hala Fırsatımız varken canavarı yok edin. | Open Subtitles | حطم الوحش بينما مازال لدينا فرصة |