| Şimdi bir şey yapma fırsatın var... Bütün o söz verdiğin... | Open Subtitles | و الآن لديك فرصة لتفعل شيئاً وتلبى كل هذه الوعود |
| Bir adım atıp, bu takımı devralma fırsatın var ve bir süre idare edebilirsin. | Open Subtitles | لديك فرصة يا رجل لديك فرصة أن تخطوا .وتتولى مسئولية هذا البرنامج |
| Başka bir kıta yerine, bu düğünü içeriden durdurma fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة عظيمة لكي توقف هذا الزواج من الداخل بدلاً من قارة أخرى |
| Doğru olanı yapmak için hala fırsatın var. | Open Subtitles | لذا، فمازال لديك الفرصة لتفعل الشيء الصحيح |
| Ne kadar harika biri olduğunu ona göstermek için eline mükemmel bir fırsatın var. | Open Subtitles | الآن لديك الفرصة المناسبة لتريه مدى روعتك. |
| Burada hayatının bazı gerçeklerini kullanmak için bir fırsatın var. | Open Subtitles | أتخلى عن أهلي لديكي الفرصة هنا لتحقيق شيء ما في حياتك |
| Şunu bil ki tek fırsatın var. | Open Subtitles | ولكن أعرف شيئا واحدا. سيكون لديك فرصة واحدة فقط. لا يضيعه. |
| - En zayıf anında, tek bir fırsatın var. | Open Subtitles | بالطبع في أدنى لحظة لديك فرصة ما تلك الفرصة؟ |
| Hayatını ve kariyerini geri kazanmak ve itibarına büyük ölçüde gölge düşüren bu davalardan saygınlığını kurtarmak adına çok büyük bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة حقيقية لاستعادة حياتك، حياتك المهنية لتستعيد سمعتك في نفس القضية التي جلبت لك ازعاج شديد |
| Hâlâ bir başkasıyla yer değiştirme fırsatın var. | Open Subtitles | لا يزال لديك فرصة لتبديل المقعد مع شخص آخر |
| İlerlemek için bir fırsatın var ama bugün bana gösterdiğin tek şey ne biliyor musun? | Open Subtitles | انت حقا لديك فرصة في الذهاب بعيدا لكن اتعلم ماهو الشيء الوحيد الذي اظهرته لي اليوم ؟ |
| Tekrar sokaklara çıkmak için bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة جيدة للسير بالمنطقة بحريّة مجددًا |
| Bu işleri düzeltmek için bir fırsatın var, insanları ölümden kurtarmak için ve sen bundan sıyrılmaya mı uğraşıyorsun? | Open Subtitles | لديك فرصة هنا لتصحيح الأمور بأن تنقذ رجالاً من الموت وتنسحب من هذا؟ |
| Unutacak bunu, söz veriyorum. Ne kadar harika biri olduğunu ona göstermek için eline mükemmel bir fırsatın var. | Open Subtitles | الآن لديك فرصة لتريهم كم أنت رائع |
| Danny ile bir fırsatın var. Benim, Billy ile fırsatım hiç olmadı. | Open Subtitles | لديك فرصة مع "داني" لم أحظَ بها قط مع "بيلي" |
| Doğru olanı yapmak için küçük ama fark yaratacak bir fırsatın var. | Open Subtitles | لديك فرصة أخيرة لفعل ما هو صحيح |
| Hayatını yaşama fırsatın var. | Open Subtitles | ولكن الآن، لديك فرصة لتعيشي حياتك. |
| Burada iyi şeyler yapma fırsatın var bu kadar saf olma. | Open Subtitles | لديك الفرصة الملائمة لفعل شيء ما هنا لا تكون ساذجاً |
| Burada iyi şeyler yapma fırsatın var bu kadar saf olma. | Open Subtitles | لديك الفرصة الملائمة لفعل شيء ما هنا لا تكون ساذجاً |
| Senin bu yarışmayı kazanma fırsatın var. | Open Subtitles | لديكي الفرصة لربح هذا الشئ |