| yüzde yirmisi, alkol, tütün ve şekerli içecekler grubuna gidiyor, ve festivallerle, fahişeliğe. | TED | 20 بالمئة يذهب لسلة تحمل مزيجا من الكحول، التبغ، المشروبات السكرية (الغازية) دور البغاء والمهرجانات. |
| Her yıl iki milyon çocuk fahişeliğe zorlanıyor. | Open Subtitles | " يرغم مليونا طفل يومياً على البغاء " |
| Sorunlar, sarhoş araba kullanmak, bir Los Angeles polisine saldırmak ve en kötüsü de reşit olmayan birinin fahişeliğe zorlanmış olmasıdır." | Open Subtitles | المشكلة هي القيادة مخموراً, الاعتداء على شرطي تابع ل(لوس أنجلوس), والأكثر بشاعة وهو فساد إجبار قاصرة على البغاء." |
| B-Bizler, zorba suç örgütleri tarafından fahişeliğe zorlandık. | Open Subtitles | .. . نحن لقد أجبرنا إلى ممارسة الدعارة من قبل جماعة الإجرام العنيفة |
| Bir iki dolap çevirmeniz gerekecek. fahişeliğe başlayın. | Open Subtitles | يجب عليكم عمل شيء أخر , ادخلوا مجال الدعارة |
| Babamızın bizi fahişeliğe ittiğini falan da anlattın mı? | Open Subtitles | هل أخبرتيهم أن أبّانا أجبرنا على حياة الدعارة أيضاً؟ |
| Benim fahişelik işine girmeme neden olan, fahişeliğe başlamamı sağlayan.. | Open Subtitles | انها المرأة التي جعلتني ابدا حياتي في الدعارة... |
| Veya kaltakça olduğunu veya fahişeliğe benzediğini veya cidden fahişelik olduğunu. | Open Subtitles | أو "فاحش" ويقارب "الدعارة" أو أنه دعارة حقيقية |
| Planlı şekilde fahişeliğe teşvik etmek. Savunmanız nedir? | Open Subtitles | التأمر لتسهيل الدعارة ما ردك؟ |
| - Tekrar fahişeliğe başlamışsın. | Open Subtitles | - انتِ تمارسن الدعارة مجدداً يافتاة |
| Ücret almadan fahişeliğe. | Open Subtitles | الدعارة... . بلا مقابل |