| Ben gece bir fahişeyle yatmam, sabah bir fahişeyle uyanmam. | Open Subtitles | ، أنـا لا أنـام بدون عاهرة ولا استيقظ بدون عاهرة |
| 12 Mayıs gecesi, biri Blue Harbour Bar'dan Erika Mueller adında bir fahişeyle ayrıldı. | Open Subtitles | في مساء يوم 12 مايو غادر شخص ما بار الميناء الآزرق في هامبورج مع اٍريكا مولر عاهرة |
| Bir fahişeyle yatmam ve bir fahişeyle uyanmam. | Open Subtitles | ، أنـا لا أنـام بدون عاهرة ولا استيقظ بدون عاهرة |
| Paraşütle dalış yaparken aynı anda bir fahişeyle seks yapıyor bile olabilirdik. | Open Subtitles | قد نستطيع ان نمارس الجنس مع العاهرات بينما نمارس رياضة القفز بالمظلات |
| Şimdi, Meclis Üyesinin boktan fahişeyle birkaç saate ihtiyacı var... | Open Subtitles | والان سوف يحتاج العضو لبعض ساعات مع مومس متعفنة مناسبة |
| Bir fahişeyle pislik kocasını görmek için Sheridan'a gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أذهب إلى شريدان حتى أرى عاهرة ومعها زوج سكران |
| Bu yüzden, bir fahişeyle birlikte olmaffin daha dürüst bir davranış olacağanı düşündüm. | Open Subtitles | للخداع, لا يهم الإرضاء الجسدي لذا ظننت أنه أكثر صدقاً أن أحصل على عاهرة |
| - Baldızımın evinden bir fahişeyle yatmak üzere ayrıldım. | Open Subtitles | تركت بيت أخت زوجتي لأمارس الجنس في زقاق مع عاهرة |
| Bir fahişeyle yattığına bile inanmak istemem. | Open Subtitles | تباً، أنا لا أظنّ حتى بأن محقق جرائم يمكنه النوم مع عاهرة |
| Eğer yirmi dakika içinde dönmezsem, endişelenmeni istemiyorum çünkü eve gelirken bir fahişeyle karşılaştığım içindir. | Open Subtitles | ،إن لم أعد خلال 20 دقيقة فلا أريدك أن تقلقي لأن هذا سيعني ببساطة أنني مررت على عاهرة في طريق عودتي إلى البيت |
| Fıstık ezmesine bulanıp onbeş fahişeyle sevişsen bile sikimde değil. | Open Subtitles | لا أهتم حتى إذا دهنت .. نفسك زبدة الفسدق و رافقت 15 عاهرة |
| Benim yerimde olan bir çok adam, daha ileri gidip fahişeyle sevişirdi ve karısında bundan bahsetmezdi. | Open Subtitles | الان , اعرف ان الكثير من الشباب في مثل وضعي يرغبون في ممارسة الجنس مع عاهرة ولايخبرون زوجاتهم عن ذلك |
| Ben bir fahişeyle görüşmek istemiyorum Ona karşı koymak istiyorum.. | Open Subtitles | انا لااريد ان ارى عاهرة اريد ان احاول المقاومة |
| Bu bir yıl boyunca, bir fahişeyle seks yapma arzum geri döndü. | Open Subtitles | اثناء ذلك بدأت رغبتي في ممارسة الجنس مع عاهرة تعود تدريجيا |
| Ve bir daha fahişeyle seks yapmamaya yemin ettim. | Open Subtitles | واقسمت على ان لاامارس الجنس مع عاهرة مرة اخرى |
| Bir fahişeyle seks yapma arzum tamamen bitecekti. | Open Subtitles | فأن رغبتي في ممارسة الجنس مع عاهرة ستزول في اخر الامر |
| Tam bir fahişeyle evlenecek türden bir adamdı. | Open Subtitles | فلقد كان من هذا النوع الذي يتزوجون من العاهرات |
| Çılgın bir fahişeyle 1 saat geçirmeden sevişmenin ne demek olduğunu anlayamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تعرف المضاجعة حتى تقضي ساعة وحدك مع مومس مجنونة للغاية. |
| Ne acele ama! Daha önce bir fahişeyle yatmamıştım ama eğer satın almanın yarısı kadar eğlenceliyse,... | Open Subtitles | يالها من إثارة لم يسبق لي أن نمت مع عاهر |
| İstatistik-- bir fahişeyle en azından bir kere birlikte olmuş erkekler, | Open Subtitles | احصائية .. الرجال الذين كانت لهم على الاقل علاقة واحده مع عاهره |
| Bu akşam da buraya bir fahişeyle buluşmaya geldim. | Open Subtitles | لقد جئت هنا الليلة لألتقي بعاهرة. |
| Skinner tam cinayet anında bir fahişeyle aynı yataktaydı ve bize hiçbir açıklama veya mazeret sunmadı. | Open Subtitles | سكيننير كان في السرير مع المومس في وقت موتها، وهو يعرضنا لا تفسير أو عذر. |
| Sanki, bir fahişeyle birlikte olduktan sonra onun gidip herkese küçük bir aletin olduğunu söylemesi gibi. | Open Subtitles | كأنك تذهب لعاهرة وتذهب العاهرة وتخبر الجميع أن لديك قضيب صغير |
| Dinle, nezarette bir dolu fahişeyle aynı sohbeti gerçekleştirebilirim. | Open Subtitles | أنصتي، لدي سجنٌ مليءٌ بالعاهرات يمكنني عقدُ هذه الصفقة معهنّ. |
| Bir fahişeyle bile olsa, para sana iyi niyet getirir. | Open Subtitles | أقصد, حتى مع غاوية, المال يبتاع لك الرضا فحسب |
| Her yer fahişeyle doluydu ama gözlerini bundan hiç ayırmadın. | Open Subtitles | أصابع يداك كانوا مع العاهرة لكن عيناك إستمرتا بالنظر لهذه |
| fahişeyle mi? | Open Subtitles | الي اين انت ذاهب لدي موعد |