| Ama sen ve ben farklıyız. Sen evden kaçıncaya kadar bunu fark edememiştim. | Open Subtitles | أنا وإيّاك مُختلفان، لم أدرك ذلك إلى أن غادرتَ المنزل. |
| Orada sadece kaçtığımı fark edememiştim. | Open Subtitles | لكن لم أدرك إنني كنتُ فقط أهرب هناك. |
| Bedelinin ne olacağını fark edememiştim. | Open Subtitles | أنا فقط لم أدرك كم كانت ستكلفني |
| İtiraf etmeliyim ki, çocuğun gerçek değerini şimdiye dek fark edememiştim. | Open Subtitles | يجب ان اعترف لم ادرك قيمه هؤلاء الاولاد الا الان |
| Seni tatmin etmek için 42 inç olmak gerektiğini fark edememiştim. | Open Subtitles | لم ادرك ان التلفاز ال 42 بوصة هو الذي يُرضيكي |
| Ben... böyle olabileceğini fark edememiştim. | Open Subtitles | أنا .. لم أدركُ أنّ الأمر سيصبح بحتاً إلى هذا المدى. |
| Her gün Hulk olmak nasıl bir duygu hiç fark edememiştim. | Open Subtitles | لم أدرك أبدا ما يجب أن أكون هو كل يوم |
| Fakat o zamanlar oğullarımı kontrol etmeye çalışan karanlık gücün gölgeler ardında harekete geçtiğini fark edememiştim. | Open Subtitles | لكن حينها، لم أدرك أنّ هناك قوّةً ظلامية ...تتحرّك بالفعل محاولةً التلاعب بولديّ |
| Çok geç oluncaya kadar fark edememiştim. | Open Subtitles | لم أدرك هذا حتى فات الآوان. |
| Onu hala çok sevdiğimi fark edememiştim. | Open Subtitles | لم أدرك كم مازلت أحبها |
| Yani, gittikten hemen sonra fark edememiştim ama öyle. | Open Subtitles | اقصد انا لم ادرك ذلك الا بعد ان غادرتِ لكن نعم |
| Ben... böyle olabileceğini fark edememiştim. | Open Subtitles | أنا .. لم أدركُ أنّ الأمر سيصبح بحتاً إلى هذا المدى. |