| Ve Fark etmediysen söyleyeyim, ekibimiz Üç Silahşör'den farksız durumda. | Open Subtitles | ولو لم تلاحظ فلم يتبق في فريقنا سوى ثلاث أشخاص |
| Fark etmediysen söyleyeyim, bu cehennem tiyatrosunda, yardımcı oyuncuların hepsi tam olarak yeteneksiz kuklalar. | Open Subtitles | لم تلاحظ أن فريقي الذي أعتمد عليه هنا هم عبارة عن دمى عاجزة عن فعل شيئ؟ |
| Biraz önce Fark etmediysen bir itiraf vardı. | Open Subtitles | في حال أنكِ لم تلاحظي لقدحصلناعلىالأعتراف. |
| Fark etmediysen diye diyorum, çoğu zaman uyuyor oluyorsun zaten. | Open Subtitles | في حال لم تلاحظي فإنَّ نصف الوقت أنتِ نائمة |
| Eğer Fark etmediysen, benim ailem tamamen baskıcı. | Open Subtitles | أن لم تكن قد لاحظت عائلتي تسيطر علي كليا |
| Fark etmediysen söyleyeyim, silahım hâlâ sana doğru. | Open Subtitles | قبل مؤخرتي مازلت أضع مسدس عليك إن كنت لا تلاحظ |
| Bir şey yok, ama Fark etmediysen, dün gece az kalsın kamyonetimizi parçalıyordun. | Open Subtitles | أنه بخير لكن في حالة لم تلاحظ كنت ستحطم شاحنتنا أمس |
| İşte senin ilgini çekebilecek bir şey, tabii sen daha önceden Fark etmediysen. | Open Subtitles | ههنا بعض الاشياء ربما تهمك ما لم تلاحظ ذلك |
| Fark etmediysen iki kişi yerine üç kişi var. | Open Subtitles | إن لم تلاحظ الموجودون هناك ثلاث و ليس اثنان |
| Fark etmediysen söyleyeyim her şeyi takip ederim ben. | Open Subtitles | أنا أتابع كل شيء في حين أنك لم تلاحظ ذلك |
| Fark etmediysen, bazen epey dramatik olabiliyor. | Open Subtitles | في حال لم تلاحظ, يمكنها أن تكون درامية جدا |
| Seni rezil ettiğim için özür dilerim ama Fark etmediysen, setimiz sırasında herkes uyuyordu. | Open Subtitles | حسنا , أنا آسفة جعلتك تغلطي و لكن في حالة لم تلاحظي الجميع نام في وصلتنا |
| Fark etmediysen eğer, benim anlamlı bağlantılarım yoktur. | Open Subtitles | لكن في حالة انك لم تلاحظي ليس لدي ارتباطات ذو مغزى |
| - Fark etmediysen söyleyeyim, ben artık bir Belle değilim. | Open Subtitles | حسناً إذا لم تلاحظي فأنا لست حسناء بعد اليوم |
| Eğer Fark etmediysen söyleyeyim, sen de o listedesin. | Open Subtitles | وأنتِ مذكورة بالقائمة أيضاً، إذا لم تلاحظي. |
| Çünkü Fark etmediysen söyleyeyim ama etrafımdaki her şey zarar görüyor. | Open Subtitles | مني، لأني لا أدري إن كنت لم تلاحظي لكن كل من يحيط بي يتعرض للأذى |
| Fark etmediysen eğer, bu evi ben çekip çeviriyorum. | Open Subtitles | في حال لم تكن قد لاحظت ، لقد تم رعاية هذا البيت |
| Fark etmediysen söyleyeyim, tek başıma çalışıyorum. | Open Subtitles | فإن لم تكن قد لاحظت أنا لوحدي هنا |
| Fark etmediysen söyleyeyim, silahım hâlâ sana doğru. | Open Subtitles | قبل مؤخرتي مازلت أضع مسدس عليك إن كنت لا تلاحظ |
| Fark etmediysen söyleyeyim, sen öylesin. | Open Subtitles | إذا لم تلحظي هذا، فلقد كان يقصدكِ أنتِ. |
| Fark etmediysen söyleyeyim burası cehennem. | Open Subtitles | في حال كونكَ لمْ تلاحظ هذه هي الجحيم |
| Fark etmediysen havluya sarınmış haldeyim ve Declan'la baloya gitmeye hazırlanıyorum. | Open Subtitles | وفي حالة عدم ملاحظتك انا الان بالمنشفة أتجهز للحفلة مع ديكلن |
| Eğer Fark etmediysen bak, etrafta yeterince erkek var. | Open Subtitles | لو لم تلاحظى هناك الكثير من الشباب بالخارج |
| Fark etmediysen söyleyeyim, orasI aynI zamanda teröristlerin takIldIGI bir yer. | Open Subtitles | حيث يتجمَّع الإرهابيين، في حال لم تُلاحظ |