| Ölüm hakkındaki konuşmalarımız bana gösterdi ki bizler çok farklıyız. | Open Subtitles | كلّ ذلك الحديثُ عن الموتِ أظهرَ لي كم نحن مختلفان. |
| Kardeş olabiliriz ama tamamen farklıyız. | Open Subtitles | صحيح أننا أشقـاء، لكننـا مختلفان تمـاماً. |
| Dediğim gibi, şu yaşlı çiftçi ve ben, her şeyde farklıyız. | Open Subtitles | كما كنت أقول, ذلك المزارع في السابق و الشخص الذي أمامك مختلفان |
| Bunu yapsak bile hala büyük bir sorunumuz var. Bizi insan gen haritası konusuna geri getiren bir sorun: Hepimiz farklıyız. | TED | ولكن حتى مع ذلك، مازالت هناك عقبة، وهذا في الواقع يعيدنا إلى خريطة الجينوم البشري، لأننا جميعاً نختلف بعضنا عن بعض. |
| Sen ve ben çok farklıyız, Katt ama sensiz bir hayatı hayal edemiyorum. | Open Subtitles | نحن الاثنتان مختلفتان ، كات و حتى الان ، لا يمكننى تخيل حياتى بدونك |
| Biz farklıyız, ve bunu hiç bir şey değiştiremez. | Open Subtitles | نحن مختلفان ولا يمكننا عمل شيء لتغيير ذلك |
| Lana, biz farklıyız. | Open Subtitles | لانا نحن مختلفان لا نرى أبوينا الحقيقيين كل يوم |
| Biz ikiziz, lâkin birbirimizden bir aynanın iki tarafı kadar da farklıyız | Open Subtitles | نحن توأمان ، ولكنا مختلفان كأختلاف جانبي المرآة |
| Bak, Nick, biz farklıyız ve Ryan ile ilişkimizin zor olması lanetli olduğumuz anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | نيك نحن مختلفان وفقط لإن الامر مختلف مع رايان لا يعني اننا فاشلان |
| Tamam! Anladık! Birbirimizden çok farklıyız. | Open Subtitles | حسناً، لقد فهمنا، نحن مختلفان جدّاً عن بعضنا. |
| Acaba aklımdan ne geçiyordu onu bile bilmiyorum. Biz resmen çok farklıyız. | Open Subtitles | لا أدري ما الذي كنت أفكر فيه أقصد، نحن مختلفان تماماً |
| Biz farklıyız. İkimiz de... farklıyız, ve... | Open Subtitles | نحن مختلفان عنهم الا تعرفين لماذا اريد ان اراكي طوال الوقت لاني الفتاه الوحيده في هذه المنطقه |
| Sanırım biz gerçekten farklıyız ve nasıl çalıştığını görmedim. | Open Subtitles | أعتقد أننا مختلفان تماما, وأنا لا أرى أن الأمر سينجح. |
| Ben sadece düşünüyordum da biz seninle çok farklıyız, bilirsin işte , mesela sen baya dramatiksin ve sanki ... garip! | Open Subtitles | أنا فقط أعتقد أننا مختلفان فعلا تعرفي ، أنتِ مثلا درامية حقا و مثلا .. |
| Sadece ikimiz çok farklıyız, hepsi bu. | Open Subtitles | الأمر أننا مختلفان تماما ، هذا كل شيء |
| Atlantis'li Kida, sen ve ben o kadar farklıyız ki, | Open Subtitles | كيدا ملكة اتلانتيس انت وانا لا نختلف كثيرا عن بعضنا |
| O kadar farklıyız ki bazen benim için çok zor oluyor. | Open Subtitles | نحن مختلفتان للغاية الأمر يحيرني أحيانا |
| Senle ben çok farklıyız. | Open Subtitles | مذهــل ، أنـتِ وأنـــا مختلفتين جـــداً |
| - Yürütemiyoruz. Çok farklıyız. - Susan... | Open Subtitles | لن ننجح معاً ، نحنُ مُختلفان للغاية |
| Seninle ben birbirimizden çok mu farklıyız? | Open Subtitles | هل نحن مُختلفون إلى هذا الحد، أنا وأنت؟ |
| Soru şu: Neden şempanzelerden bu kadar çok farklıyız? | TED | و هو السؤال التالي: لماذا نحن مختلفون جداً عن الشامبانزي؟ |
| Demek istediğim, sonuçta eşim ve ben farklıyız, ama bir çok ortak noktamız var. | TED | أعني من جانبي، زوجتي وأنا مختلفين تماماً، لكن لدينا أشياء كثير نتشاركها. |
| Biz bu insanlardan farklıyız, Barnabas. | Open Subtitles | نحن نتختلف عن أولئك "البشر "بارناباس |
| Sanırım bayağı farklıyız. | Open Subtitles | أظن أننا مختلفات عن بعضنا كلياً |
| Ama biz ağaçlardan çok farklıyız ve bu nedenle kendi türümüz arasındaki farklara dair daha fazla bilgi sunabilirler. | TED | لكننا مختلفون عن الأشجار، ويمكنهم أيضا أن يعلموننا شيئا حول أنفسنا من خلال الاختلافات التي لدينا. |
| Ne kadar denesek de bu ilişkiyi yürütemeyecek kadar farklıyız. | Open Subtitles | مهما حاولنا , فلنواجه الأمر نحنٌ غالباً طرفي نقيض لنٌنجح الأمر , لذا 000 |