| Genel anestezi altında, pens ve vakum yardımıyla fetüsü alırız. | Open Subtitles | و سنضعها تحت تخدير عام و سنخرج الجنين بإستخدام القصّ | 
| Teknik olarak gelişmemiş bir fetüsü konsültasyon ya da... annenin izni olmadan sezeryan ile doğurtmak-- | Open Subtitles | اخراج الجنين الغير كامل تقنيا بعملية قيصرية من غير استشارة أو حتى إذن من الأم.. | 
| Yarın fetüsü almaları için kürtaj randevum var ve ondan sonra, birkaç gün iyileşme süreci ve sonra da iyi olacağım. | Open Subtitles | لديّ موعد ازالة غداً حيث سيقومون بازالة الجنين , و بعد هذا , عدة أيام من النقاهة و سأكون بخير | 
| Geçtiğimiz 20 dakikada deli bir kadının, kavanozda bir fetüsü öptüğünü gördük. | Open Subtitles | لذّا,في العشرين دقيقة الآخيرة, لقد رأينا إمرأة مجنونة تُقبِل جنين في إناء. | 
| Onun kanından besleyici maddeleri çekerek hızla büyümeye başladınız ve insan fetüsü haline geldiniz. | Open Subtitles | ومع استخلاصك للمواد الغذائية، نَمَوْتَ بسرعة إلى جنين بشري تمكن ملاحظته. | 
| Bir fare fetüsü. | Open Subtitles | واحزري ماذا وجدت؟ جنين جرذ بداخلها | 
| Doğum öncesi vitaminlerini ve fetüsü korumak için gerekenleri alması gerekiyor. | Open Subtitles | وتأكل فيتامينات قبل الولادة وحشوات لحماية الجنين | 
| An itibariyle, uterusu besin değeri yüksek bir duvar örüyor ve böylece genç fetüsü koruma altına alıyor. | Open Subtitles | وحالياً, يقوم رحمها بإنشاء غشاء مليء بالمغذيات ليحتوي ويحمي الجنين اليافع | 
| fetüsü hızlı bir şekilde çıkarmaya özen göstermeli ve aynı şekilde, yırtığın üzerine basınç uygulayıp kanamayı şiddetlendirmekten kaçınmalıyız. | Open Subtitles | ولكن كونوا حذرين لإستخراج الجنين بسرعة وبطريقة، حتّى لا نضغط على الفتحة ممّا يؤدي إلى تفاقم النزيف | 
| O fetüs içinde fetüsü aldı, ben bunu. | Open Subtitles | منذ حصل على الجنين داخل الجنين، أصبح علي عمل هذا. | 
| İşte 2 boyutlu olarak 24 haftalık fetüsü görebilirsin. | Open Subtitles | حسنا هذه فرصتك لرؤيه الجنين ذو الأربع و عشرين أسبوع | 
| Bazen o fetüsü doğurtmak için yanlarında olduğunu sanarsın ama fetüsün kendin olduğunu ve onların senin yanında olduğunu görürsün. | Open Subtitles | وأحياناً, تظن أنك موجود لتولد الجنين ولكنك تكتشف أنك أنت الجنين وهو موجود من أجلك. | 
| Bu da fetüsü kısa vadeli olarak ayakta tutuyor ancak fatura hayatın ilerleyen dönemlerine kesiliyor, diğer organlar erken pes ettiğinde hastalıklara daha yatkın oluyorlar. | TED | هذا يُـبْقي الجنين على قيد الحياة على المدى القصير، لكن دفع الفاتورة يأتي في وقت لاحق في الحياة عندما تصبح تلك الأجهزة الأخرى، والتي حُرمت سابقا، أكثر عرضة للإصابة بالأمراض. | 
| Bu ışınlanmış bir domuz fetüsü. | Open Subtitles | ذلك هو جنين خنزير معالج بالإشعاع | 
| Şayet, Tara'nın fetüsü yaşayabilirse, Sayın Yargıç, ...kürtaj yaptıramaz ve ortada sözleşme ihlali de olmaz. | Open Subtitles | إذا كان جنين "تارا" قابل للحياة ولا تستطيع الإجهاض ، إذا لا يوجد أي خرق للعقد | 
| Tamamen normal, 14 haftalık, insan fetüsü. | Open Subtitles | طبيعي تمامًا جنين بشري عمره 14 أسبوع | 
| - Kendin gör. Tamamen normal insan fetüsü. | Open Subtitles | إنظري بنفسِك جنين بشري طبيعي للغاية | 
| Eğer rakiplerin Kitty'nin fetüsü aldırdığını ve senin de onunla gittiğini fark ederlerse, kürtaj olduğuna dair söylentilerle karşı karşıya kalırsın. | Open Subtitles | لو عرف منافسونك أن (كيتي) قامت بازالة جنين , و لأنك ذهبت معها ستتهم بانها خضعت لجراحة اجهاض | 
| Kilit nokta ise yarasa fetüsü hücreleriydi. | Open Subtitles | ولكن المفتاح كان خلية جنين الخفاش من (جيلونج) | 
| Bir milyon fetüsü hisset! | Open Subtitles | تعال ، تحسس أعجوبة مليون جنين |