| Fidye... o fidyeden bahsediyor, domuz. | Open Subtitles | الفدية.. إنها تتكلم عن الفدية أيها القذر. |
| Son fidyeden aldığı para hakkında böbürlenip duruyordu. | Open Subtitles | كان يتفاخر بالمال الذي حصل عليه من الفدية الأخيرة. |
| Son fidyeden aldığı para hakkında böbürlenip duruyordu. | Open Subtitles | كان يتفاخر بالمال الذي حصل عليه من الفدية الأخيرة. |
| Neden fidyeden vazgeçip diğer şartları görüşmüyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نلغي الفدية ونكمل من هناك؟ |
| Eğer fidyeden vazgeçersek, Stephen'ın ülkeyi terk edeceğine ve 5 yıl boyunca sorun çıkarmayacağına emin olmak için oğlu, Eustace'ı esir olarak alacağız. | Open Subtitles | إذا تجاهلنا الفدية (إذا يجب أن تسلمونا ابن (ستيفن)، (يوستاس حتى يغادر أبوه البلاد |