| Tüm trenlerde emniyet freni gibi bir şey var sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد أنّه لا بد بأنّ يكون هنالك شخص يتفقد المكابح |
| Ben Ray Santiago FBI, acil durum 907 hattında freni patlamış bir araç var | Open Subtitles | هنا العميل راي سانتياغو من التحقيقات الفديرالية لدي حالة طارئة الترام 917 فقد المكابح و يسرع نحو نهاية الخط |
| Kadınlar freni çok daha fazla kullanırlar bu yüzden fren çok çabuk eskir. | Open Subtitles | تميل النساء إلى استخدام الفرامل بشكل أكثر لذا هي تضعف معهم بشكل أسرع |
| Zirveye ulaştığımızda freni boşa aldık ve düşüşe geçtik, 60 metre yarıçapla ve bağlı olduğumuz tekerlekle. | TED | ولما وصلنا للقمة فتحنا الفرامل وسقطنا، مسافة 200 قدم على الذراع، على القضيب الذي كنا مربوطين به. |
| Hipomani ne demek bilmiyorsanız, kontrolden çıkmış bir motor düşünün, mesela bir Ferrari motoru, freni yok. | TED | الآن إن لم تكونوا تعرفون ما هو الهوس الخفيف، إنه مثل محرك خرج عن نطاق السيطرة، ربما محرك سيارة فيراري، بدون مكابح. |
| Umarım el freni çekiliyken çekmemişsinizdir arabayı. | Open Subtitles | أتمنى بأنك لم تقم بسحب الشاحنة و فرامل اليد مرفوعة |
| Durma supabı kapalı. El freni serbest. | Open Subtitles | صمّام الزاوية مغلق، المكابح اليدويّة محرّرة |
| Müstakil freni ayarlamıştım. Bu onu durduracaktır. | Open Subtitles | لقد وضعت المكابح الآلية التي ستضمن لنا إيقافه |
| Müstakil freni ayarladığında gaz kolu ilerde miydi? | Open Subtitles | عندما وضعت المكابح الآلية هل كان الصمّام متجة للأمام؟ |
| Lokomotiften çıkmadan önce müstakil freni ayarladığını düşünüyormuş. | Open Subtitles | قبل مغادرته للقاطرة، ادّعى أنّه طبّق المكابح المستقلّة |
| Merak etme.. freni düzeltecekler | Open Subtitles | لا تقلق يا أبي، سوف يقومون بإصلاح المكابح |
| - Edu, freni kullanırsan fena olmaz. | Open Subtitles | إيدو من الآمن استخدام الفرامل أووه استرخي |
| freni alın. Kızağı siz idare edeceksiniz, tamam mı? | Open Subtitles | سوف تتولي أنت الفرامل سوف تقوم بقيادة الزلاجة |
| - Palanganın freni tutmadı. | Open Subtitles | فشل الفرامل على كتلة سلسلة الهيدروليكية. |
| freni kökleyip, patinaj çekerek şarampole yuvarlanırlar. | Open Subtitles | فيضغطون بقوة على الفرامل وينتهي بهم الأمــــر بالانزلاق في حـــــــــفرة. |
| El freni boşalmış filan olmalı. | Open Subtitles | لابد من أن مكابح الطوارئ أنحلت أو ما إلى ذلك |
| Bana kondüktörsüz ve hava freni olmadan trafiğe dalan bir trenimiz olduğunu mu söylüyorsunuz? | Open Subtitles | لدينا قطار من دون ربّان يسلك السكة بدون مكابح هوائية، أهذا الذي ستخبراني به؟ |
| Bir hava freni manevrası yapmak üzereyiz. | Open Subtitles | نحن على وشك القيام بمناورة باستخدام مكابح الهواء |
| Babanın arabasının sağ freni biraz gıcırdıyor mu? | Open Subtitles | هل فرامل الجانب الايمن لشاحنة أبيك تصدر صرير قليلاً ؟ |
| Benim savunmam; emniyet freni orda olmamalıydı. | Open Subtitles | من بابِ الدفاعِ عن نفسي فإن فرامل الطوارئ لم يفترضُ بها أن تكون هنا |
| Mafsalı kaldır, hidrolik freni ayarla, ve bana ait olmayan ekinler için devlet yardım çekini imzala. | Open Subtitles | ارفع الفصالات اربط الكوابح الهيدروليكية وأوقع على شيك إعانة مالية حكومية لقاء محاصيل لم أزرعها |
| Orası değil. O imdat freni. | Open Subtitles | ليس هنا، هذا كابح الطوارئ |
| El freni çalışmıyor. Gitmesine izin verme. | Open Subtitles | الكابح اليدوي لا يَعْملُ لا تتحركي |
| El freni biraz dikkat istiyor da haberin olsun. | Open Subtitles | ولكن, فلتضع بإعتباركـَ أنَّ فراملها قد تكونُ مخادعةً قليلاً |
| Yine şu freni mi kullandın? | Open Subtitles | استعملت المكبح الثانية؟ |