| Bir de gölgelerle uğraşıyor bütün bunlardan bunalmış olabilir. | Open Subtitles | ،والأشباح لا تتركها وشأنها ثم هناك الظلال ربّما أنها حملت أكثر من طاقتها |
| Benim gibi gölgelerle hayaletler arasında geçen bir savaş var. | Open Subtitles | هنالك حرب مندلعة بين الظلال والأشباح مثلي |
| ve daha önce de gördüğüm bu yaşlı 20 adam, birdenbire baştan aşağı büründükleri savaşçı kostümlerinin içinde ayaklandılar, başlıkları ve mızrakları vardı ve meydanda kimse yoktu, ben de gölgelerle kamufle olmuştum. | TED | وال20 رجل الذين رأيتهم من قبل وقفوا فجأةً في زي المحارب الكامل مع غطاء الرأس والرماح ولم يكن هناك أحداً بالساحة, كنت أتوارى في الظلال |
| Ya hastalar buraya, onları ele geçiren gölgelerle beraber geldiyse. | Open Subtitles | ماذا إن آتى لهنا المرضى على هيئة ظلال شيطانية ؟ |
| Bir de aklına şu gölgelerle ilgili saçma fikirler koymuş. | Open Subtitles | ثم يضعون تلك الأفكار المخيفة في رأسه كالـ"ظلال" |
| Artık gölgelerle ve sırlarla dolu bir kasabaydı. | Open Subtitles | وأنها أصبحت بلدة الظلال والأسرار |
| Hatırladın mı? Aiden gölgelerle parlakların birbirlerinden nefret ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | أتذكر قول (إيدن) بأن الظلال واللامعين يكرهون بعضهم البعض؟ |
| Bu sırada, sen buradasın gölgelerle savaşıyorsun. | Open Subtitles | -وإذا بك حاليًا هنا تقاتل الظلال . |
| Orada parlaklar veya gölgelerle ilgili bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد لامعون أو ظلال فيه |