| Ben de sizi. Genelde görüşmelerde gerginimdir ama bu eğlenceliydi. | Open Subtitles | أتعرف, عادةٌ انا عصبيه من المقابلات الشحصيه لكنك ممتع. |
| Bilirsiniz, bu tip görüşmelerde çok heyecanlanırım | Open Subtitles | أتعرف, عادةٌ انا عصبيه من المقابلات الشحصيه لكنك ممتع. |
| görüşmelerde iyi değilimdir. Bu yüzden Harvard'a girememiştim. | Open Subtitles | فأنا لا أبلي جيدا في المقابلات ذلك سبب عدم التحاقي بهارفارد |
| Son görüşmelerde Savunma Bakanı hepinizi öldürmekle epey ilgiliydi. | Open Subtitles | في مفاوضات قبل مدة قريبة أبدى وزير الدفاع إهتماماً كبيراً بكم |
| Ben kişisel olarak, adamlarım vasıtasıyla Rusya'da bir sentetik elyaf fabrikası kurulması için görüşmelerde bulundum. | Open Subtitles | لقد أدرت انا شخصياً مع ...رجالى مفاوضات معهم تهدف لبناء مجمع لصناعة ... (الألياف الصناعيه فى (روسيا |
| Senin görüşmelerde zorluk çıkarttığını, ama biri yardımcı olursa, kolay anlaşmaya varılırsa, ailenin yararına olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أنك كنت صعباً فى المفاوضات لكن لو حصلوا على بعض المساعدة و عقدوا الصفقة بسرعة فذلك سيكون فى مصلحة العائلة |
| Bay kent görüşmelerde çok İyi olmaya başladınız | Open Subtitles | لقد أصبحت معتاداً جداً على المقابلات سيد كنت |
| - görüşmelerde bunu fark edeceklerine eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة انهم أحسوا بذلك فى المقابلات ماذا؟ |
| görüşmelerde kimin daha iyi olduğunu belirleyecek bir yol buldum. | Open Subtitles | لذا وجدتُ طريقةً لإيجاد الأفضل في المقابلات. |
| Bazen bu görüşmelerde hiç yargılanmadıkları suçlardan bahsederler, yani daha fazlası bile olabilir. | Open Subtitles | ... أحــياناً في المقابلات يتحــدثــون عن جــرائم لم يتهــموا بإرتكابهــا لــذا قــد يكــون أكــثر |
| - görüşmelerde bunu fark edeceklerine eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة انهم أحسوا بذلك فى المقابلات |
| Bu görüşmelerde hep karşındaydım. | Open Subtitles | لقد جلست أمامك خلال كل هذه المقابلات |
| First Lady Claire Underwood'a olan destek günün en önemli haberi olan kendisinin Brandenburg'daki görüşmelerde rol oynadığı haberi sayesinde ivme kazanıyor. | Open Subtitles | ربع المندوبين غيّروا أصواتهم، بدعهم للسيدة الأولى (كلير آندررود) يرجع الفضل في ذلك جزئيا إلى قصة اليوم، عن تورط السيدة (آندروود) في مفاوضات (براندنبورغ) |
| Senin görüşmelerde zorluk çıkarttığını ama biri yardımcı olursa, kolay anlaşmaya varılırsa ailenin yararına olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال أنك كنت صعباً فى المفاوضات لكن لو حصلوا على بعض المساعدة و عقدوا الصفقة بسرعة فذلك سيكون فى مصلحة العائلة |
| görüşmelerde zorluk çıkardığını söyledi. | Open Subtitles | قال أنك كنت صعباً فى المفاوضات |