| Üzerinizde bir madalya dahi olmadığı için ne kadar da derli toplu görünüyorsunuz. | Open Subtitles | تبدو مرتب جداً، لأن ليس لديك شرف أو أشكال أخرى من تمييز الديكور |
| - Çok güzel görünüyorsunuz. - Hapishanede de böyle diyecekler. | Open Subtitles | ـ تبدو جميلاً جداً ـ هذا ما سيقولوه في السجن |
| Bilmem gereken bir şey var mı? Çok gergin görünüyorsunuz. | Open Subtitles | سيدتي، تبدين هادئة جداً هل هناك شئ يجب أن أعرفه؟ |
| Bugün çok harikulade görünüyorsunuz. İşte size göre bir palto. | Open Subtitles | . تبدين رائعة اليوم هذا أكثر زي ملائم لكِ |
| - Buradan iyi görünüyorsunuz Abydos 1. - Abydos 1, tamam. | Open Subtitles | تبدون في حالة جيدة من هنا, أبدوس واحد أبدوس واحد, انتهى |
| Birlikte muhteşem görünüyorsunuz. Günümüzde böyle güzel çiftleri görmek çok zor. | Open Subtitles | تبدوان رائعان سويّة من الصعب ايجاد زوجان رائعان معا هذه الايام |
| Efendim, olay bu değilse beni affedin ama bayağı kararsız görünüyorsunuz. | Open Subtitles | سيدي، أعذرني إن لم يكن هذا هو الموضوع لكنك تبدو متردداً |
| Endişeli görünüyorsunuz efendim. Bir sorun mu var? | Open Subtitles | تبدو مضطربا , يا سيدى هل هُناك شىء خاطىء ؟ |
| Teğmen, siz kötü görünüyorsunuz. | Open Subtitles | ـ نعم انا هو ايها الملازم، لا تبدو بخير. |
| Televizyonda daha ufak tefek görünüyorsunuz Sayın Başkan. | Open Subtitles | على التلفاز تبدو أصغر من الواقع ياسيدي الرئيس |
| Merak etmeyin, gerçekten mükemmel görünüyorsunuz. | Open Subtitles | لن تبدو غريبًا على المكان تبدو رائعاً بلا شك |
| Garip görünüyorsunuz. | Open Subtitles | تبدين مختلفة بعض الشئ يا آنسه داشوود، هل أنت بخير؟ |
| Siz tamamen aynı görünüyorsunuz Bayan K. harika görünüyorsunuz demek istiyorum. | Open Subtitles | أنتي كما كنت دائما سيدة "كيناتا" تبدين رائعة هذا ما قصدته |
| Üzgün görünüyorsunuz, leydim. Gezintinizde size eşlik edeyim. | Open Subtitles | تبدين حزينة يا سيدتي دعيني أرافقك في التنزه يا سيدتي |
| Hanımefendi, bir serap gibi görünüyorsunuz. Tıpkı bir rüya gibi. | Open Subtitles | أوه، لكنكِ سيّدتي، تبدين بها مثل الخيال، مثل الحلم |
| Bilmiyorum. Hepiniz benim için aynı halt gibi görünüyorsunuz, dostum. | Open Subtitles | لا أعرف أنتم جميعاً تبدون متشابهين بالنسبة لي يا رجل |
| Güzel, gece her iki saatte bir uyanmanıza ragmen hepiniz çok iyi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً، جميعكم تبدون بحالة جيدة بافتراض انكم كنتم تستيقظون كل ساعتين ليلة امس |
| Resimlerinizdekinden çok farklı görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أتعلم، أنتم لا تبدون قريبا الشبه ابداً بصورتكم |
| Beraber öyle iyi görünüyorsunuz ki, ücretimi katlamalıyım. | Open Subtitles | أنتما تبدوان متشابهين جداً بحيث أودُ مضاعفة أجري |
| İkiniz de bugün çok güzel görünüyorsunuz özellikle beyaz elbisenin içindeki Debbie. | Open Subtitles | تبدوان جميلان في هذا اليوم على الأخص ـ ديبي ـ في ثوبها الأبيض |
| Saklayacak hiçbir şeyi olmadığını söyleyen birine göre epey suçlu görünüyorsunuz. | Open Subtitles | بالنسبة لرجل يزعم أن ليس لديه ما يخفيه حقاً تبدوا مذنباً |
| İyice düşündüm de, başka biri gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | بعد إعادة النظر أنت تَبْدو مثل رجل مختلف |
| ama, bu sabah biraz bitkin görünüyorsunuz. | Open Subtitles | لَكنِّي يَجِبُ أَنْ أَقُولَ، بان شكلك تبَلغَ الذروة هذا الصباحِ |
| - Çok şık görünüyorsunuz. - Evet, biliyorum. Ama buradan değil. | Open Subtitles | إن مظهرك جميل لم أحصل عليه هنا |
| Çok iyi görünüyorsunuz | Open Subtitles | نظرتم هالة مكثفة حتى اليوم , الكسيس. هل الشعور بخير؟ |
| Pek de samimi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | حسناً؛ شكلكم مش مريح |
| Kusura bakmayın, ama onun işi yüzünden öldürüldüğüne çok emin görünüyorsunuz. | Open Subtitles | أنا أسف , تبدى واثقة أنه قُتِل بسبب العمل |
| Yorgun görünüyorsunuz da... Haklısın. | Open Subtitles | إنك تُبدين مُتعبة |
| Bu arada zibidi gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | بالمناسبة, مظهركم يدعوا للرثاء. |
| İyi görünüyorsunuz hanımlar. | Open Subtitles | تبدن جميلات، سيداتي. |
| Ama hiçbir konuda anlaşamamış gibi görünüyorsunuz. | Open Subtitles | ولكن يبدو أنكم غير قادرين على الاتفاق بأي شيء |