| Hangi dandik işi yaptığın nasıl göründüğün umurumda değil. | Open Subtitles | لم أكن لأبالي أي عمل تقومين به لم أكن لأبالي كم يبدو مظهرك متواضعا، طالما أنك سعيدة |
| göründüğün gibi görünmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | تعلمين ، لا يجب عليك أن تظهري بالشكل الذي تظهرين به |
| Ya da tek kaşla korkunç bir ucube gibi göründüğün için olabilir mi? | Open Subtitles | أو لأن شكلك يبدو كغريبة أطوار قبيحة بدون حاجبكِ |
| Sızlandığın hayatı ve de evliliği... benim üstüme atma. Peki ya kaçınırken çok çaresiz göründüğün profesyonel davranışların? | Open Subtitles | لا تَرْمِ ثقلك على الحياةِ والزواجِ مني وماذا عن النتيجة العرضية المحترفة تَبْدو مستميتَ جداً للتَفاديه؟ |
| göründüğün gibi, göründüğün için mi? -Söylediklerin umurumda bile değil. | Open Subtitles | هو لأن تَنْظرُ كيف تَنْظرُ؟ |
| Giyiniş şeklinden anladığıma göre, nasıl göründüğün de hiç umurunda değil. | Open Subtitles | أرى من طريقة أختيارك للملابس أنكِ لا تهتمين بمظهرك البتة |
| Bu fotoları çekerken ne kadar güzel göründüğün... | Open Subtitles | هو كم بدوتِ جميلة وأنتِ تلتقطين صوري هذه |
| göründüğün kadar salak değilsin. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك مغفل كبير كما يبدو عليك |
| Nasıl göründüğün hakkında endişelenmemelisin, Sam. | Open Subtitles | لا أظن أن عليك أن تقلق حول كيف هو مظهرك ، يا سام |
| Umarım göründüğün kadar iyisindir, asker, çünkü hüsran yaşamak isteyen bir kız değilim. | Open Subtitles | آمل بأنك جيد في هذا كما في مظهرك أيها الجندي. لأنني لست فتاة أخذل في المعاشرة. |
| Hep yanlış şeyler söylerim ama söylemek istediğim, çok güzel göründüğün. | Open Subtitles | دوماً ما أتفوه بأمور خاطئة ولكن ما عنيته أن مظهرك جيد حقاً |
| göründüğün kadar tatlı ve masum değilsin. | Open Subtitles | و بريئة كما تظهرين |
| göründüğün kadar masum değilsin. | Open Subtitles | لست بريئة كما تظهرين |
| Ama nasıl göründüğün hakkında düşünüp dururdum. | Open Subtitles | لكن كنتُ دوماً أفكر كيف يكون شكلك. |
| Nasıl göründüğün önemsiz oluyor. | Open Subtitles | وقتها لا يهم كيف يبدو شكلك |
| göründüğün şekilde mükemmelsin. | Open Subtitles | تَبْدو عظيماً إنّ الطريقَ أنت. |
| Çok güzel göründüğün nevresimlerin arasına geri dönmek ister misin? | Open Subtitles | لذا أنت wanna... عُدْفي الشراشفِ أين تَبْدو لطيفَ جداً؟ |
| Tek düşündüğün nasıl göründüğün. | Open Subtitles | كُلّ تَهتمُّ به كَمْ تَنْظرُ. |
| Giyiniş şeklinden anladığıma göre, nasıl göründüğün de hiç umurunda değil. | Open Subtitles | أرى من طريقة أختيارك للملابس أنكِ لا تهتمين بمظهرك البتة |
| Sanırım ben ulaşılabilir göründüğün kısmı beğendim. | Open Subtitles | أنا أفضّل الجزء الذي بدوتِ فيه متاحة |
| Evet. göründüğün kadar aptal değilmişsin. | Open Subtitles | صحيح، انا لست غبيا كما يبدو عليك |