| Aslında, kayıttalar, ama daha kimse çekilenleri göremedi. | Open Subtitles | بلى، ولكن أحداً لم يرَ أيّاً من الأشرطة المصوّرة |
| Bu filmi çekmek onun hayaliydi ve.. ..galasını bile göremedi. | Open Subtitles | حلمه الوحيد هو صنع فيلم , و هو حتى لم يرَ حفلة افتتاح الفيلم |
| Yüzlerce farklı şeffaf kimyasal ve nesne denedi fakat mercekten hiçbir şey göremedi. | Open Subtitles | لذلك قام بتجربة مئات مختلفة من المواد الكيميائية والأجسام الشفافة ولكن لم يرَ شيئًا بواسطة العدسة العينية |
| Gözünün önündeydi hâlbuki. - Ama göremedi. | Open Subtitles | فاتته النتيجة، وكما تعلمين، كانت هنا أمامه، ولم يرها. |
| Çünkü o kaza mankeninin bir altın madeni olduğunu göremedi. | Open Subtitles | لأنه لم يستطع رؤية أن تلك الدمية كانت منجم ذهب |
| Elde edilecek kazançları göremedi. | Open Subtitles | لم ير أبداً الغنائم التي يمكن الظفر بها |
| Bu işi yapanlardan bazılarının gittiği her bir şehirden yüz bin dolar civarı kaldırdığını söylüyordu ama kendisi öyle bir kazancı hiçbir zaman göremedi. | Open Subtitles | قال أنّ بعض هؤلاء الأشخاص يجنون قرابة 100 ألف دولار في كلّ مدينة حالما يُباشرون عملهم، لكنّه لمْ يرَ ذلك المقدار من المال قط. |
| Bu işi yapanlardan bazılarının gittiği her bir şehirden yüz bin dolar civarı kaldırdığını söylüyordu ama kendisi öyle bir kazancı hiçbir zaman göremedi. | Open Subtitles | قال أنّ بعض هؤلاء الأشخاص يجنون قرابة 100 ألف دولار في كلّ مدينة حالما يُباشرون عملهم، لكنّه لمْ يرَ ذلك المقدار من المال قط. |
| Bu yüzden o gergedanın geldiğini göremedi. | Open Subtitles | إنّه لم يرَ ذلك الكركدن وهو قادم. |
| Böyle devam et. Doktor, içindeki canavarı göremedi bile. | Open Subtitles | أعني، لم يرَ ذلك الطبيب الوحش بداخلك |
| Küçük kızının yüzünü bir kere bile göremedi. | Open Subtitles | الحقير لم يرَ وجه إبنتهِ إلى الآن. |
| - Galiba olaydaki espriyi göremedi. | Open Subtitles | -إذاً لم يرَ الطابع الفكاهي في ذلك |
| Ve hiç kimse ne olduğunu göremedi yani. | Open Subtitles | ولم يرَ أحد أيّة سيارة هاربة |
| 200. maçını kazandı ama bunu göremedi. | Open Subtitles | فاز بمباراته الـ200 ولم يرها حتى |
| Onun için de kimse göremedi tabii. | Open Subtitles | لا عجب أنه لم يرها أي أحد بجانب السكة |
| -Ama senden başkası göremedi. | Open Subtitles | ولكن أحدا غيرك لم يرها |
| Ve o, kızı göremedi. | Open Subtitles | ولم يستطع رؤية الفتاة عندما عبرت اخر حافلة |
| Harvey bunu uzun bir süre göremedi. | Open Subtitles | هارفي لم ير هذا منذ وقت طويل. |
| Farhad'ı vuran her kimse, öldüğünü göremedi. | Open Subtitles | أياً كان من أصاب (فرهاد) هو لم يتأكد أنه مات |
| Diğer kazılardan aldığı hediyelik eşyalarla birlikte saklamakta sakınca göremedi. | Open Subtitles | واضحة أنها شعرت بالثقة الكافية لإخفائها بين تذكارات أخرى لعمليات تنقيبها |
| Senin gücünü, zekanı, ve güzelliğini göremedi bence. | Open Subtitles | أظن أنها لم تستطع رؤية مدى قوتكِ ذكائك ، جمالك |