| Tam olarak göremediğin şeyi vuramazsın . | Open Subtitles | لا يمكن تبادل لاطلاق النار ما لا يمكن أن تراه. |
| Tam olarak göremediğin şeyi vuramazsın . | Open Subtitles | لا يمكن تبادل لاطلاق النار ما لا يمكن أن تراه. |
| Bence göremediğin bir şeye inanmak daha çok çaba gerektirir. | Open Subtitles | أعتقد أن ما يستغرق جهداً أكثر، هو الإيمان بشيء لا تستطيع رؤيته. |
| Çocuk hakları savunucusu Marian Wright Edelman demiş ki: ''göremediğin bir şeyi olamazsın.'' | TED | كمحامية عن حقوق الطفل قالت ماريان رايت إيدلمان: "لا يمكنك أن تكون ما لا تستطيع رؤيته." |
| Bu kuşku, göremediğin şeyleri kovalama duygusu ile birlikte gelir. | Open Subtitles | الشك الذي يأتيك من مطاردة شيء لم تره أبداً |
| Haberin olsun, bende senin göremediğin bir şey görüyor. | Open Subtitles | حسنا، لمعلوماتك، لقد رأى بي شيئاً ما لم تره أنت |
| göremediğin şeyi vurmak zordur. | Open Subtitles | إنه لمن الصعب اصابة ما يصعب رؤيته |
| İnanç göremediğin bir şeye inanamaktır. | Open Subtitles | الإيمان أن تظن بما لا تستطيع رؤيته. |
| göremediğin şeyler... | Open Subtitles | لا تستطيع رؤيته |
| - göremediğin için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ، لا تستطيع رؤيته |
| Dexter, son birkaç günde göremediğin çalışan oldu mu? | Open Subtitles | أهناك أي موظف لم تره في الأيام الماضية؟ |
| göremediğin bir şeyi vurmak zordur. | Open Subtitles | إنه لمن الصعب اصابة ما يصعب رؤيته |