| Çocuğunu korumak her anne babanın görevidir ama kendi hayatını yaşamak çocuğun zorunluluğudur. | Open Subtitles | إنها مهمة الآباء حماية أولادهم، ولكنه واجب الأولاد عليهم أن يعيشوا حياتهم الخاصة. |
| Onu bir köpek gibi öldürmek her vatanseverin görevidir. | Open Subtitles | إنه واجب بسيط لشخص محب لوطنه أن يقتله كالكلب |
| Tahtada gördüğünüz şey bir doktorun ilk görevidir. | Open Subtitles | الذي تراه على السبورة هو واجب الطبيب الأول |
| Tahtada gördüğünüz şey bir doktorun ilk görevidir. | Open Subtitles | الذي تراه على السبورة هو واجب الطبيب الأول |
| Ve iyileşene kadar onu burada tutmak bir Hıristiyanlık görevidir. | Open Subtitles | إنه واجبنا المسيحي أن نبقيه هنا حتى نشفيه |
| Methiyenin okunması... normalde en büyük çocuğun görevidir. | Open Subtitles | قراءة التأبين هي واجب يُخصص عادة للأبن البكر |
| Her şeyden öte bu, gelinin babasının geleneksel görevidir. | Open Subtitles | بغضّ الظر عن أيّ شيء إنه واجب والد العروس التقليدي |
| Sınırları çizmek babanın görevidir. Çocukların görevi de o sınırlara saygı duymaktır. | Open Subtitles | من مسؤوليّة الأب أن يرسم الحدود ومن واجب الابن أن يحترمها |
| Genç büyücülere, yeteneklerinde ustalaşmalarını öğretmek Işık Rahibeleri'nin görevidir. | Open Subtitles | هذا واجب راهبات الضيـّاء ، لإرشاد العرّافينالصغار،للتحكمبهبتهمالسحرية. |
| Öğrencileri yanlış bir şey yaptığında ceza vermek bir öğretmenin görevidir. | Open Subtitles | من واجب المعلم ان يوبخ طلابه عندما يفعلون خطأ ما |
| Babasının istediği kişiyle evlenmek, kızın görevidir! | Open Subtitles | إنه لمن واجب الفتاة أن تتزوج من يختاره لها والدها |
| Çalışanlarının refahını sağlamak işverenin görevidir ve bunu yapmayanlar hapse girmelidir. | Open Subtitles | أنه واجب أصحاب العمل للأعتناء برفاهية موظفيهم , والذين لايجب أن يدخلوا السجن |
| Waterhouse'u desteklemek ve savunmak bu departmanın görevidir, anlıyor musun? | Open Subtitles | اللعنة , يارجل , من واجب الأدارة لدعم ووترهاوس وجعل قضيته إلى البيت , هل تفهم ؟ |
| Erkeği sıcak tutmak kadının görevidir dedi. | Open Subtitles | قال جريفيث ان من واجب المرأة ان تدفأ الرجل |
| Öyle düşünüyorum ki, evrenin kökenini araştırmak, kozmologların bir görevidir. | Open Subtitles | أؤمن بأنه واجب عالم الفلك :أن يحاول حل مسألة من أين أتى الكون ؟ |
| Önemli olan tek şey, bir prensin halkına karşı olan görevidir. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ر و م واجب الأمير لشعبه. |
| Elbette geldi ama çocuğunun özsaygısının başkasının onayına bağlı olmamasını sağlamak bir annenin görevidir. | Open Subtitles | بالطبع فكرت بهذا، لكن واجب الأم أن تتأكد من أن إحترام طفلها لذاته لا تعتمد على موافقة الآخرين |
| - Bu kralın ailesine karşı olan görevidir. | Open Subtitles | لأن هذا هو واجب الوالدين في الأسرة المالكة. |
| Doktor hasta mahremiyeti. Bu kanunlara göre doktorun görevidir. | Open Subtitles | للطبيب واجب القانون خلال من هو المريض سرية على للحفاظ |
| Bu insanlara yardım etmek herkes için insanlık görevidir. | Open Subtitles | إنه واجب على كل إنسان ، إذا كنت انسان مساعدة هؤلاء الناس |
| Okulumuzu temiz ve düzenli tutmak hepimizin görevidir. | Open Subtitles | إنه واجبنا لكي نحافظ على مدرستنا نظيفة ومرتبة |