| O benim kardeşim değil... çünkü benim gibi gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | .. و لكنهُليسأخي أوصديقيتلقائياً. لأن لديه عيون وآذان مثلي. |
| Telsiz ve hidrofon burada. Geminin gözleri ve kulakları. | Open Subtitles | هنا الردايو والهاتف المائى عيون وآذان المركب |
| Sparta'yı şüphe ve korkuya düşüren Theron'un gözleri ve kulakları üzerimdeyken, kendi evimin duvarlarına nasıl güveneceğim? | Open Subtitles | كيف سأصبح مؤتمنة ما خلف أسوار بيتي؟ ثرون له عيون وآذان مافتئت تبث الشك والهلع في سبارطة |
| Her yerde gözleri ve kulakları var . Değil mi? | Open Subtitles | لديكِ أعين وآذان في كل مكان، أليس كذلك؟ |
| Bu saraydaki duvarların da gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | في القصر، للجدران أعين وآذان |
| Oh, anladım. Duvarda gözleri ve kulakları var. | Open Subtitles | لقد فعلتها، خدعت الرجل و وضعت عيونه وآذانه على الحائطِ |
| Selam, görünüşe göre Araf'da gözleri ve kulakları olan bir tek ben yokmuşum. | Open Subtitles | مرحبا. يبدو أنني لست واحد فقط مع عيون وآذان على العذاب. |
| Bu yüzden Francisco'nun üstünde gözleri ve kulakları olsun istediler. | Open Subtitles | لهذا السبب أرادوا عيون وآذان على (فرانسيسكو). |
| - O Sokar'ın buradaki gözleri ve kulakları. | Open Subtitles | -انه عيون وآذان سوكار هنا. |
| Bak, adam bir sürü çağrı alıyor, Marla, Tamam mı? Şu anda onların gözleri ve kulakları olmalıyız. | Open Subtitles | الرجل يتلقى الكثير من الاتصالات يا مارلا و علينا ان نكون عيونه وآذانه الآن |