| Güvenlik araştırmacılarımız gördü ki Cuma günü öğleden sonraları zararlı yazılım zirve yapıyor. | TED | نحن نعرف هذا لأن باحثي الأمن الخاصين بنا يلاحظون ارتفاعًا متكررا للبرمجيات الخبيثة بعد ظهر يوم الجمعة. |
| Çünkü eğer isterseniz, bu cuma günü öğleden sonra oraya gidiyorum. | Open Subtitles | لو احببتي رؤيته سأسافر بعد ظهر يوم الجمعة |
| Anlaşılan David Ferrie o cuma günü öğleden sonra Teksas'a doğru yola çıkmış. | Open Subtitles | لذلك يبدو أن ديفيد فيري قاد بعيدا عن ولاية تكساس بعد ظهر يوم الجمعة |
| Movember için değil. Movember oldukça geleneksel ve Avustralyalı bir şekilde başladı. Pazar günü, öğleden sonraydı. | TED | لكن ليس هذا الحال مع موفمبر، فموفمبر إبتدأت بطريقة إسترالية تقليدية جدا ، بدايتها كانت بعد ظهيرة يوم الأحد |
| Salı günü öğleden sonra, onlarla bir anlaşma yaptık. | Open Subtitles | بحلول ظهيرة يوم الثلاثاء عقدنا معهم أتفاق |
| Düşünüyordum da, isterseniz üçümüz pazar günü öğleden sonra halk parkına gidip askeri bandoyu dinleyebiliriz. | Open Subtitles | كنت أفكر أنه ربما إذا أردت أن نذهب ثلاثتنا إلى الحديقة العامة بعد ظهر يوم الأحد و نستطيع أن نستمع للفرقة النحاسية |
| Pazar günü öğleden sonra için bana izin verebilir misiniz? | Open Subtitles | سيدي، أيمكنني أن آخر مغادرة بعد ظهر يوم الأحد؟ |
| Pazar günü öğleden sonra ve gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | بعد ظهر يوم الأحد, وأحبّ أن تكون متواجداً |
| - Perşembe günü öğleden sonra Bay Outis'le Kuzey Oxford Golf Kulübünde dokuz delik oynadı. | Open Subtitles | بعد ظهر يوم الخميس، لعب تسعة ثقوب في نادي نورث أكسفورد للجولف مع السيد أوتيس. |
| Bu cuma günü öğleden itibaren bunu söylediğim için üzgünüm, Washington Township tesisi federal hükümetin yönetimine geçecek. | Open Subtitles | وحتى ظهر يوم الجمعة، أنا آسف أن أقول، ومصنع واشنطن بلدة سيتم الاستيلاء عليها |
| Perşembe günü, öğleden sonra Blackwell'le kapalı kapılar ardında bir toplantı yaptı. | Open Subtitles | حسناً بعد ظهر يوم الخميس بدأت في اجتماع مغلق مع (بلاكويل) |
| Bu geçtiğimiz Şubat'tı, ancak, Salı günü, öğleden sonra | Open Subtitles | مع ذلك، في هذا فبراير الماضي، بعد ظهيرة يوم الثلاثاء، |
| Cumartesi günü öğleden sonra dışarı çıkmışken bir deri bileklik alayım dedim. | Open Subtitles | لقد كنت خارجاً بالصدفة في ظهيرة يوم السبت فاشتريت سوار جلدي |
| Pazar günü öğleden önce. | Open Subtitles | قبل ظهيرة يوم الأحد |
| Cuma günü, öğleden sonra, Ed Chen GörYemeği adlı uygulama için Coleman Blair'e karşı teklif yapmak için beni ikna etti. | Open Subtitles | في ظهيرة يوم الجمعة، (إد شين) أقنعني لتقديم مناقصة ضد (كولمان بلير) على تطبيق بعنوان "سيفود". |