| Bu, Batlamyus'un evreni Dünya evrenin merkezinde, Güneş ve gezegenler etrafında dönüyor. | TED | هذه صورة للكون البطلمي و فيه اﻷرض في منتصف الكون و الشمس و الكواكب تدور حولها |
| O dik, beyaz sokaklar ve Güneş ve her şey cayır cayır sıcak ve boştu. | Open Subtitles | هذه الشوارع المنحدرة البيضاء و الشمس و كل شئ كان محترق و أبيض و فارغ |
| "Hayatta yüzleşemeyeceğimiz iki şey vardır Güneş ve ölüm." | Open Subtitles | هناك شيئين فى الحياة لا يمكننا مواجهتهم الشمس و الموت |
| Güneş ve rüzgar enerjisinde büyük bir ilerleme var mı? | Open Subtitles | الاعتماد على الطاقة الشمسية وطاقة الرياح أهذه هي الخطوة المقبلة؟ |
| Gece, Güneş ve ay gökyüzünü paylaşır. | Open Subtitles | الليل و الشمس و القمر يشاركون السماء بالتساوي |
| Güneş ve açık renk tenin beni heyecanlandırıyor, pardon endişelendiriyor demek istemiştim. | Open Subtitles | الأمر فقط أن الشمس و بشرتكِ الرائعة ستجعلني تعلمين , متحمسا .. قلقا هي الكلمة التي سأستعملها |
| Dalla birlikte, bir parça Güneş ve yanında sulama sistemi solumadığın takdirde hayır, aptal. | Open Subtitles | ليس ان لم تستنشق حفنة من الشمس و نظام ري بالتنقيط ايها الغبي |
| Bu bir ada bayramı... Güneş ve Ay festivali. | Open Subtitles | إنه يوم اجازة في الجزيرة مهرجان الشمس و القمر |
| Mevcut Güneş ve rüzgar enerjilerinin ufacık bir kısmından yararlanabilseydik sonsuza kadar bütün enerji ihtiyacımızı karşılayabilirdik. | Open Subtitles | إن استطعنا إستخدام جزء بسيط من طاقة الشمس و الرياح المتوفرة يُمكننا تزويد كل إحتياجاتنا من الطاقة إلى الأبد, |
| Nitekim, Güneş ve yıldızlar etrafımızda dönüyorlar gibi görünür. | Open Subtitles | فبعد كُل شيءٍ يبدو و كأنَّ الشمس و كل النجوم تدورُ حولنا. |
| Güneş ve Ay birlikte yükseldikleri gün kavuşacağız. | Open Subtitles | سنلتقى عند غروب الشمس و بزوغ القمر معا فى السماء |
| Bir kere olsun, Güneş ve mutluluk istedim. | Open Subtitles | لمرّة واحدة . أريد أن أرى الشمس و أكون سعيدة. |
| Ama insanlar Güneş ve yağmur altında uzun sıralarda bekliyorlardı, bazen bir sertifika için bazen de iki küçük metal gişenin iki küçük penceresinden gelecek basit bir cevap için. | TED | و لكن الناس كانوا يقفون في طوابير طويلة تحت الشمس و تحت المطر ليحصلوا على شهادة رسمية أو مجرد إجابة بسيطة من شباكين صغيرين في كشكين حديديين |
| Kabaca çevirirsek "Güneş ve Ay'ın Laneti." | Open Subtitles | و التي تترجم بصعوبة إلى، "لعنة القمر و الشمس". |
| Güneş ve rüzgardan elde edilen enerjinin tamamını toplasan, nükleerden azalan miktarın ancak yarısı yapıyor olduğunu görürsün. | TED | عندما تجمعون كل الكهرباء من الطاقة الشمسية وطاقة الرياح، فإنها بالكاد تشكلُ نصف الإنخفاض من الطاقة النووية في الواقع. |
| Bu yüzden biz Güneş ve rüzgara, enerji verimliliği ve korunmasına eğilelim. | TED | وهكذا، دعونا نصنع الطاقة الشمسية وطاقة الرياح، وبكفاءة وبمحافظة على البيئة، |
| Güneş ve keder buluştuğunda. | Open Subtitles | "لدى تلاقي الشمس والحسرة..." |
| Bütün gün Güneş ve eğlence. Gecede üç şov. | Open Subtitles | الشمس والمرح طوال اليوم وثلاثة عروض فى الليلة والبحارة |
| Sen ve baban ebedi aşıklar gibisiniz... tıpkı Güneş ve ay gibi, sadece gün batımında buluşan... ama gözleri daima birbirlerinde kilitli. | Open Subtitles | أنت وأباك تشكلان الحب الخالد كالقمر والشمس اللذان لا يلتقيان إلا عند الغسق ولكن من ذا الذي يغلق عينيه دائما |