| Herkese bir tabak ganimet içinde iki kaşıklık kalıyordu | Open Subtitles | كل شخص يحصل على رؤية مجرفتان من الغنائم. |
| Belki yerliler onları yakalamıştır... ya da ganimet üzerine tartışıp... birbirlerini öldürmüşlerdir. | Open Subtitles | وربما لحق بهم الهنود أو ربما تشاجروا فيما بينهم من أجل الغنائم وقتلوا بعضهم البعض |
| Muhtemelen ganimet için birbirlerini öldürdüler! | Open Subtitles | هم لا بدّ وأن تشاجروا إنتهى الغنيمة والمقتولة بعضهم البعض |
| ganimet buldum. ganimet buldum. | Open Subtitles | حصلت على بعض الغنيمة حصلت على بعض الغنيمة حصلت على بعض الغنيمة |
| Benim rahatsızlığımı tedavi etmek için dışarıda yeterince iyi ganimet var. | Open Subtitles | أوه يا صاح، هناك غنيمة كافية جدا ً لمعالجة ما يمرضني |
| Sizin için de ganimet ve işinizi iyi yaparsanız kadın olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك غنائم من أجلكم , ونساء لو نفذتم مهمتكم جيداً |
| ganimet, tutsaklara hayatlarını geri vermemize yardımcı olabilir. Aç. | Open Subtitles | الآن هذا الكنز قدّ يساعد المساجين الآخرين لإستعادة حياتهم ، إفتحه. |
| Görünüşe göre bu sizin için bayağı değerli. En az bu ganimet kadar. | Open Subtitles | يبدوا أن ذلك الأمر هامٌ جداً بالنسبة إليكم ها هنا الكثير من الكنوز. |
| Eğer bu ganimet bizim değilse kimin? | Open Subtitles | لمن تلك الغنيمه ان لم تكن لنا نحن? |
| Ama iş ganimet paylaşımına gelince hemen ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | لكنه يأتي عند تقسيم الغنائم إنه هنا الآن |
| İyileştiğin zaman sana geri vereceğim. Gürcülerin silahları da ganimet. | Open Subtitles | عندما تتحسن سأُعيده إليك بالإضافة إلى الغنائم |
| Hem kendi vicdanını hem de kilerini ganimet mallarıyla doldurdu. | Open Subtitles | ليريح ضميره ويملأ منزله من الغنائم المنهوبه |
| Korsan çetem biraz değerli ganimet bulmaya hazır mı? | Open Subtitles | هل عصابتي من القراصنة مُستعدّين لإيجاد بعض الغنائم الثمينة؟ |
| Bu heyecan veren zaferler ve eşit ganimet paylaşımı sayesinde Spartaküs daha fazla kişiyi kendine çekti ve silah üretimi yapılabilecek bazı köylerin kontrolünü ele geçirdi. | TED | بفضل انتصاراته الملهمة وسياسة توزيع الغنائم بالتساوي، واصل سبارتاكوس جذب المزيد من الأتباع، واكتسب السيطرة على القرى بحيث يمكن تشكيل أسلحة جديدة. |
| Teknede ganimet, yeni gerçekçilik programı. | Open Subtitles | الغنيمة على المركب، معرض الحقيقة الجديد. |
| Bu tayfadan biri, benim planımı keşfedip gördüğünüz seyahat defterinde ganimet için gerekli olan bir sayfayı koparmış. | Open Subtitles | شخصٌ ما في الطاقم إكتشف خططي ومزق من هذا الكتاب أهم صفحة لإكتشاف الغنيمة |
| Kıyıdaki tayfalardan birinin buraya düzeni bozmaya yetecek kadar büyük bir ganimet getirme planlarını duydum. | Open Subtitles | اكتشفت خطة من قبل عضو في أحد الطواقم على الشاطئ لإستعادة الغنيمة التي ستقلب عالمنا هنا |
| Oğluna anlatırken böbürleneceğin, harika bir ganimet olabilirim. | Open Subtitles | يُمكنني أن أكون غنيمة تفتخر بها أمام ابنكَ. |
| Adamlarını hareke geçsinler diye heveslendirmek istersen tayfasının son vurgundan akla hayale gelmeyecek bir ganimet kaldırdığını biliyorum. | Open Subtitles | لو كنت بحاجة إلى شيء لحث رجالك على العمل، أعلم أن طاقمه يحتفظ بمُمْتَلَكات من آخر غنيمة التي ذو قيمة كبيرة |
| Tayfasının eline son vurgundan çok değerli bir ganimet geçtiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن طاقمه يحتفظ بمُمْتَلَكات من آخر غنيمة والتي ذو قيمة كبيرة. |
| Şu tetik manyağına, bunun ganimet olduğunu söylesene. Ölü metal. | Open Subtitles | لمَ لا تقول لهذا المُزعح أن هذهِ غنائم الحرب. |
| Küçük korsan. ganimet için dalmak ister misin? Altın hazır. | Open Subtitles | أيها القرصان الصغير، أتريد الغوص لأجل جزء من الكنز |
| Ben ganimet için savaşan değil kanları için savaşan savaşçılar istiyorum. | Open Subtitles | انا اريد محاربين لا يقاتلون من اجل الكنوز والمال لكن من اجل الدم |
| Yani ganimet havaalanında,öyle mi, Ken? | Open Subtitles | اذا الغنيمه بالمطار .. اليس كذلك كين؟ |
| ganimet için çok çaba harcıyor gibi. | Open Subtitles | إنه كثير من المجهود المبذول لنيل الجوائز |
| Ama bunu başardığımı ispatlamak için bana bir ganimet gerekiyordu. | Open Subtitles | ولكن لإثبات أنني إخترقته كنتُ سأحتاج لنصب تذكاري أوّلاً |
| Ama elbette sen de muhtaç olanlara ganimet veren şu asillerden olmalısın. | Open Subtitles | لكن بالطبع لابد أنك واحد من أولئك الرجال النبلاء الذين يعطون غنيمتهم للمحتاجين |